Kelime Kökeni: Fransızca
– Yerden çıkarılan ve üzerinde ağaç izleri görülen bir tür maden kömürü, linyit
Cümle içinde kullanımı: ” Bataklığın bitiminde kazılan yerden yüksek oranda inyit çıkarılmıştır.”
Kelime Kökeni: Fransızca
– Yerden çıkarılan ve üzerinde ağaç izleri görülen bir tür maden kömürü, linyit
Cümle içinde kullanımı: ” Bataklığın bitiminde kazılan yerden yüksek oranda inyit çıkarılmıştır.”
Kelime Kökeni: Arapça
– İlahi, tanrısal, Tanrıya özgü olan
– Uluhiyet alemi ile ilgili
Cümle içinde kullanımı:“Dünya ve Lâhûtî hakkındaki tüm merak ettikleriniz kutsal kitabımızda açıkça yazıyor. “
Kelime Kökeni: Farsça-îzid+Arapça-î
– Allah’tan gelen, Tanrısal, İlahî, Yaradana mahsus
Cümle içinde kullanımı:” Tüm dertler de dermanlarda Îzidî’den gelir, hastalıkta ondandır şifada ondandır. ”
Kelime Kökeni: Farsça
– Allah, Yaratan, Rab
– Zerdüşt, Zerdüşt dininde hayır tanrısı
Cümle içinde kullanımı:” Üç büyük Pers imparatorluğun dini olan Zerdüştçülüğün tanrıları arsında Îzid’de yer alır, bu tanrının yoksullara hayır dağıttığına inanılırdı. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Karşılık olarak, bedel niyetiyle, mukabele olarak
Cümle içinde kullanımı:” Sözlerine ivazen bende söylüyorum ki bugünden itibaren bu aileyle olan tüm ilişiğimi kesiyorum.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Sözleşmeye özgü, ittifakla alakalı
– Rastgele, tesadüfle, sıradan, gelişigüzel
Cümle içinde kullanımı: “Sanırım devlet dairesindeki terfiler ittifâkiyye şekilde gerçekleştirilmiyor, torpil yapıldığını düşünüyorum.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Dönüşümcülük, şekil değiştirmecilik, transformizm
– Evrimciliği savunan görüş, Darvincilik, Lamarkçılık
Cümle içinde kullanımı: “Charles Darwin’i savunanlar istihâliyye öğretilerinin evrimleşmeyi açıkladığı görüşünde hemfikirlerdir. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Gözleme, bekleme eylemi
– Bir işe başlamak, girişmek,
– Kötü ve uygunsuz bir iş yapma, kötülük etme, suç işleme
– Rüşvet alma, yolsuzluk yapma
– Hile yapma, hile hurdaya başvurmak, yalan söyleme
Cümle içinde kullanımı: ” Yüksek makamlar irtikâbât ederek kazandığı servetine güvenmesin yolsuzlukla elde ettiği malı mülkü kurur”
Kelime Kökeni: Arapça
– Bulaşıcı hastalıklar, sari illetler, mikrop yoluyla yayılan hastalıklar, enfeksiyöz hastalıklar
Cümle içinde kullanımı: “Tüm dünya yüzyılda bir ortaya çıkan ilel-i sâriyye hastalıklarla zarar görür, ama her zaman yaşamanın bir çaresi bulunur. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Kızartı ile ilgili, kızartma ile alakalı
Cümle içinde kullanımı: “Güneş dağların tepesinde doğarken gökyüzünü ihmirârî ederek kızıl bir renge boyuyordu. “