Kelime Kökeni: Arapça-sıfat
– Noksansız
– Çok mükemmel
– Kusursuz
– Mükemmel
– Eksiksiz
– Kusuru olmayan
Cümle içinde kullanımı: “Etem bey karanlık günlerin ardından ailesiyle birlikte başka bir şehre taşınma kararı aldı.”
Kelime Kökeni: Arapça-sıfat
– Noksansız
– Çok mükemmel
– Kusursuz
– Mükemmel
– Eksiksiz
– Kusuru olmayan
Cümle içinde kullanımı: “Etem bey karanlık günlerin ardından ailesiyle birlikte başka bir şehre taşınma kararı aldı.”
Kelime Kökeni: Arapça-sıfat
– Çok uğursuz
– Pek şom
– En uğursuzlar
Cümle içinde kullanımı: “Allah’ın taktiri bu belki de şimdi eşem olan yarın hayırlısı çıkar.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Pek uğursuz kimseler
– Ağzı şom insanlar
– En uğursuz kimseler
Cümle içinde kullanımı: “Eşâim adamların dediklerine inanıp da kendini boşa kandırma.”
Kelime Kökeni: Arapça-cümle
– Selam ve esenlik sözü
Cümle içinde kullanımı: “Esselâm ile başlayıp doğru sözün gereğini yerine getirmenizi rica ederim.”
Kelime Kökeni: Arapça-sıfat
– Dişleri dökülmüş
– Kırık dişli
– Dişleri kırılmış kimse
Cümle içinde kullanımı: “Kavgada çıkan arbede sonrası bir avuç kişinin esrem olduğunu öğrendik.”
Kelime Kökeni: Arapça-sıfat
– Pek güvenilir
– Çok sağlam
– Güvenilir
– Sağlam
– En salim
– Dayanıklı
– Yıkılmaz
Cümle içinde kullanımı: “İçlerindeki kıvanç ve eslem duygularla hareket ettiklerini görebilirsiniz.”
Kelime Kökeni: Arapça-ad
– Hastalıklar
– İlletler
– Dertler
– Sayrılıklar
– Marazlar
Cümle içinde kullanımı: “Eskam bir kez yakayı kaptı mı gidesiye kadar illallah çektirir.”
Kelime Kökeni: Arapça-ad
– Suçlu
– Kabahatli
– Cürüm
– Yalancı
– Mücrim
– Cürüm işlemiş kimse
Cümle içinde kullanımı: “Dilerim kalbinin bir köşesinde esîm hissetmeksizin yaşamaya devam edebiliyorsundur.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Sehimler
– Paylar
– İrat hisseleri
– Üçüncü Sultan Mustafa zamanında çıkarılan borç senetleri
– Oklar
– Düşergeler
– Bölümler
Cümle içinde kullanımı: “Babadan kalma eshâmları ödemediği sürece boğazı dardan kurtulmayacak.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Şef
– Lider
– Orta
– Önder
– Yetki ve sorumluluğu olan
– Yöneten kimse
Cümle içinde kullanımı: “Bölgede en sözü geçen esâtim kendisi olup akıl veren kişidir.”