Kelime Kökeni: Sıfat
– Ayrıntılı
– Tafsilatlı
– Arkalı
– Arkası kuvvetli
– Eksiksiz
– Kapsayıcı
Cümle içinde kullanımı: “Etraflıca düşününce fark ettim ki yanılgılarımın sebebi sadece inanmak istememden kaynaklıymış.”
Kelime Kökeni: Sıfat
– Ayrıntılı
– Tafsilatlı
– Arkalı
– Arkası kuvvetli
– Eksiksiz
– Kapsayıcı
Cümle içinde kullanımı: “Etraflıca düşününce fark ettim ki yanılgılarımın sebebi sadece inanmak istememden kaynaklıymış.”
Kelime Kökeni: Arapça-ad
– Göçmen
– Yabancı
– Topraktan çıkan su sızıntısı
– Ecnebi
– Bigâne
Cümle içinde kullanımı: “Topraklarımızda yaşayan etâvî kendi inancına inanmakta özgür ve hürdür.”
Kelime Kökeni: Ad
– Elbise satan kimse
– Büyük saraylarda ve konaklarda elbise işlerine bakan görevliler
– Esvapçı
Cümle içinde kullanımı: “Esvabcıdan aldığı kıyafetleri bir güzel üstüne geçirip yolu koyulmuş.”
Kelime Kökeni: Sıfat
– Büyülü
– Gizemli
– Akıl erdirilemeyen
– Gizli yanları olan
– Esrarengiz
– Ürpertici verici
– Gizli
Cümle içinde kullanımı: “Aralarındaki ilişkinin boyutunda kimselerin fark edemediği esrârlı bir yakınlık söz konusu.”
Kelime Kökeni: Arapça-sıfat
– Büyüleyici
– Çekici
– Aşırı bağlı
– Tutkun
– Esirlikle ilgili
– Gönül vermiş
– Meclup
Cümle içinde kullanımı: “Genç aşık sevdiğine kör olurcasına esîrî olmuş canını terk etmiş.”
Kelime Kökeni: Arapça-ad
– Abidemsi
– İz bırakan
– Arkeolog
– Kazı bilimci
– Atikiyatçı
Cümle içinde kullanımı: “Üniversitede hocalık yaptığı yıllardan evvel eserî olarak bir süre yurt dışında da bulunmuş kendisi.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– İsimler
– Adlar
– Namlar
– Ünler
Cümle içinde kullanımı: “Esâmî okunmayanlar sıraya girip bir sonraki emri beklesin.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Haftalar
– Üsbular
– Parmaklar
– Yedi günlük zaman süreleri
Cümle içinde kullanımı: “Aradan geçen uzun esâbî sonrası unutulmaz bir birleşme yaşadık.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Ucuzluk
– Olumlu bulma
– Uygun
– Mutabık
– Yakışır
– Avantajlı
Cümle içinde kullanımı: “Erzânî eşyaları bulup getirecek satarak para kazanacağım.”
Kelime Kökeni: Sıfat
– Cömert
– Eli açık
– Yardımsever
– Hayırsever
– Yardım etmekten hoşlanan
Cümle içinde kullanımı: “Biz babalarımızdan atalarımızdan eryahî olmayı, düşene el uzatmayı öğrendik.”