Kelime Kökeni: Zarf
– Oldukça
– Bir hayli
– Epeyce
– Hayli
Cümle içinde kullanımı: “Köydeki dedeli ağaç epey uzakta kalıyor yarım saat yürümek lazım.”
Kelime Kökeni: Zarf
– Oldukça
– Bir hayli
– Epeyce
– Hayli
Cümle içinde kullanımı: “Köydeki dedeli ağaç epey uzakta kalıyor yarım saat yürümek lazım.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Koklama
– Koku
– Koku alma
– Esans
– Koku alma duyumu
Cümle içinde kullanımı: “Enbûy organını kırdığından avuç avuç kan gelmeye başladı.”
Kelime Kökeni: Arapça-tamlama
– Hz. Muhammed
Cümle içinde kullanımı: “Emîn-i Vahy İslam’ın son peygamberi ve Müslümanların rehberidir.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Efsuncu
– Büyücü
– Sihirbaz
– Bağıcı
– Afsuncu
Cümle içinde kullanımı: “Bizim atalarımızda efsây kökenli insanlar olduğu söyleniyor.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Kırlaşmış saç
– Saçına beyazlar düşmüş kimse
– Sakalı ağarmış
Cümle içinde kullanımı: “Elimi tutup dümûy halimi de seveceğin günleri görmek isterdim.”
Kelime Kökeni: Ad
– Dişi manda
– Su sığırının dişisi
– Camız
– Kömüş
Cümle içinde kullanımı: “Bizde çok yemek yiyip eli iş tutmayan dombay denir.”
Kelime Kökeni: Ad
– Mehtap
– Dolu ay
– Ayın on dördü
– Bedir
– Yuvarlak olarak görünen ay
– Bedr-i tam
– Divan edebiyatında güzelin yüzü
Cümle içinde kullanımı: “Gözlerimin önünde parlayan dolunay misali yüzünde acının gizli köşelerini görüyorum.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Çelimsiz
– Kuvvetsiz
– Zayıf
– Nahif
– Güçsüz
– Cılız
Cümle içinde kullanımı: “Nazenin dudağında baharın esintisi, dest-girây kollarında aşkın serpintisi can bulurdu.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Bulaşmış
– Bulaşık el
– Kirli el
Cümle içinde kullanımı: “Dest-âlâyını çocuklarımdan uzak tut karanlığın üzerlerine düşmesin.”
Kelime Kökeni: Farsça-zarf
– Ardı sıra
– Hemen
– Peşinden
– Arkasından
Cümle içinde kullanımı: “Yarına kalmadan gelen der-bey acıların kavruk tadında yarı aç yarı tok kaldım.”