Kelime Kökeni: Arapça
– Adet sözcüğünün kısaltılmış biçimi
– Arapça terkiplerde adet kelimesinin kısaltılmış hali
– Görenek
Cümle içinde kullanımı: ” Âde uyan insan ne güzel insandır, toprağının göğsünde kıvançla uyur. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Adet sözcüğünün kısaltılmış biçimi
– Arapça terkiplerde adet kelimesinin kısaltılmış hali
– Görenek
Cümle içinde kullanımı: ” Âde uyan insan ne güzel insandır, toprağının göğsünde kıvançla uyur. “
Kelime Kökeni: Arapça-adarr
– Çok zararlı
– İbrani takvimine göre resmi yılın altıncı ayı dini yılın on ikinci ayı
– Musevi takviminde şubat ayının ortasında başlayan ay, mart ayı
– Omuzdaş, yandaş, taraftar, arkadaş, ayaktaş, hempa
Cümle içinde kullanımı: ” İyiliğe ve güzelliğe kendisini adar, asla kötünün yolunu tutmaz.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Kas, saçanak, muskulus
Cümle içinde kullanımı: ” Bedenen zor ve ağır işlerde çalışmanın bir diğer faydası adale geliştirmek olabilir.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Kesirli sayılar
Cümle içinde kullanımı: ” A’dad-ı kesriyye en zorlandığım konuların başında geliyor. “
Kelime Kökeni: Arapça-ad
– Yol yordam, saygı, uygun davranış biçimleri
– Ahlak ve terbiye kaideleri, edebler
Cümle içinde kullanımı: “Âdâb u erkân nedir bilmeyen bizim ocağımıza adım atamaz aslan, geri bas şimdi!”
Kelime Kökeni: Arapça-adüvv çoğul biçimi
– Düşmanlar, hasımlar, yağılar
Cümle içinde kullanımı: ” A’dâ ve hasım gibi davranan akrabalar için ayakta kalacak, yıkılmayacağım.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Aciz, zayıflık, güçsüz, iktidarsız, çaresiz, becerisizlik, elinden iş gelmeyen, güçsüzlük
Cümle içinde kullanımı: “Duygularımı belirtmekte yaşadığımız acz beni ruhsal olarak da göçertip yormakta. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Aceleci, sabırsız, ivecen, içi dar, tez canlı, acele eden kimse
Cümle içinde kullanımı: “Sabah acûl eden ikindiye kalmadan kaldırır harmanı, tembel olanın aşı pişmez. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Acizlik, kabiliyetsizlik, beceriksizlik, zayıflık, güçsüzlük
Cümle içinde kullanımı: ” Ruhumdan kopup gelen bu âciziyyet de neyin nesiydi böyle!”
Kelime Kökeni: Arapça-acizane, aceze, acz
– Güçsüzlük, zayıf, iktidarsız, elinden iş gelmez, yetersiz, kuvvetsiz
– Güçsüzlük, beceriksizlik, çaresizlik, yeteneksizlik
– Kudret karşıtı
Cümle içinde kullanımı: ” Ruhumun en aciz taraflarını bu gibi menfur durumlarda daha iyi görüyor ve tanıyordum. ”