Kelime Kökeni: Arapça
– Adet sözcüğünün kısaltılmış biçimi
– Arapça terkiplerde adet kelimesinin kısaltılmış hali
– Görenek
Cümle içinde kullanımı: ” Âde uyan insan ne güzel insandır, toprağının göğsünde kıvançla uyur. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Adet sözcüğünün kısaltılmış biçimi
– Arapça terkiplerde adet kelimesinin kısaltılmış hali
– Görenek
Cümle içinde kullanımı: ” Âde uyan insan ne güzel insandır, toprağının göğsünde kıvançla uyur. “
– Birini adamaya yönlendirmek, adama işinin yapılmasını sağlamak
Cümle içinde kullanımı: “Kardeşimi Hızır efendi adına kurban adatmaya ikna ettim, inşallah duası kabul olur.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Kas, saçanak, muskulus
Cümle içinde kullanımı: ” Bedenen zor ve ağır işlerde çalışmanın bir diğer faydası adale geliştirmek olabilir.”
Kelime Kökeni: Arapça-tamlama
– Asıl sayılar, yalın sayılar
Cümle içinde kullanımı: ” A’dad-ı asliyye ile aran iyi olursa evladım riyaziye de muvaffak olursun. “
Kelime Kökeni: Arapça-aded çoğul biçimi
– Adetler, sayılar, çokluğu belirtmek için kullanılan soyut söz
– Kollar, pazular, uzuvlar
Cümle içinde kullanımı:” Çiçeklerin a’dad ve türlerini bir kağıda yazıp masama bırakın, gerekli olanları alalım.”
Kelime Kökeni: Arapça-ad
– Yol yordam, saygı, uygun davranış biçimleri
– Ahlak ve terbiye kaideleri, edebler
Cümle içinde kullanımı: “Âdâb u erkân nedir bilmeyen bizim ocağımıza adım atamaz aslan, geri bas şimdi!”
Kelime Kökeni: Arapça-tamlama
– Genel ahlak ve görgü kuralları, umumi ahlak kaideleri, umumi görgü bilgisi ve kuralları
Cümle içinde kullanımı: “Hocamızın kaleme aldığı eserin konusu âdab-ı umûmiyye ile alakalıdır. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Aciz, zayıflık, güçsüz, iktidarsız, çaresiz, becerisizlik, elinden iş gelmeyen, güçsüzlük
Cümle içinde kullanımı: “Duygularımı belirtmekte yaşadığımız acz beni ruhsal olarak da göçertip yormakta. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Acizlik, kabiliyetsizlik, beceriksizlik, zayıflık, güçsüzlük
Cümle içinde kullanımı: ” Ruhumdan kopup gelen bu âciziyyet de neyin nesiydi böyle!”
Kelime Kökeni: Farsça
– Soğuktan üşüme, üşümek işi, üşüme
Cümle içinde kullanımı: “Âciş kuşun titrek kanatları avucumun içinde pır pır etmeye başladı.”