Kelime Kökeni: Arapça
– Adet sözcüğünün kısaltılmış biçimi
– Arapça terkiplerde adet kelimesinin kısaltılmış hali
– Görenek
Cümle içinde kullanımı: ” Âde uyan insan ne güzel insandır, toprağının göğsünde kıvançla uyur. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Adet sözcüğünün kısaltılmış biçimi
– Arapça terkiplerde adet kelimesinin kısaltılmış hali
– Görenek
Cümle içinde kullanımı: ” Âde uyan insan ne güzel insandır, toprağının göğsünde kıvançla uyur. “
Kelime Kökeni: Arapça-âciz çoğul biçimi
– Acizler, düşkünler, zavallı kimseler
– Gücü bir şeye yetmeyen hayatını idame ettiremeyen güçsüz kimseler
Cümle içinde kullanımı: ” Biz ne kadar kabul etmek istesek de ülkemiz de aceze olduğu sürece asla iyi yetişmiş bir kültüee sahip olamayacağız. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Bir işi çabuk yapmaya veya çabuk bitirmeye çalışma, çabukluk, ivedilik, ivecenlik, çabukluk
– Tez olarak, hızla yapılan, vakit geçirmeden, acelecilik
Cümle içinde kullanımı: “Acele edip bir an evvel hastaların hastaneye yatışı yapılmalı, kaza yeri sonrasında incelenebilir.”
Kelime Kökeni: Arapça-lühaymat
– Küçük et parçası, etçik
Cümle içinde kullanımı: “Kadavranın morarmış vücudundan kopan lühaymeler insanın midesini bulandırıyordu.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Lüle
– Çeşme, musluk gibi su akıtan şeylere takılan küçük boru
– Halka gibi dürülmüş şey, kıvrılmış, bükülmüş şey
– Kağıt külah
Cümle içinde kullanımı: “Oğlanın çarşıdan lûle getirmesini bekliyorum akan musluğun tamir etmek için.”
Kelime Kökeni: Fransızca
– Yüz elli dirhem ağırlığındaki sıvı ölçüsü
– Bir desimetre küp hacmindeki ölçü birimi
– Sıvı ve akıcı maddelerin ölçü birimi
Cümle içinde kullanımı: ” Bir insanın günde en az bir buçuk litre içmesi gerektiği doktorlar tarafından tavsiye ediliyor.”
Kelime Kökeni: Arapça-lisât çoğul biçimi
– Diş eti
– Yüksek öğretime hazırlamak amacıyla öğrenim veren orta öğretim kurumu, orta tedrisat
Cümle içinde kullanımı: “Henüz liseyi bitirmedim son seneni içindeyim, gelecek seni üniversiteye gideceğim.”
Kelime Kökeni: Arapça-liha çoğul biçimi
– Yetişkin erkeklerin yanak ve çenesinde çıkan kıllara verilen ad, sakal
Cümle içinde kullanımı: ” Pembe yanaklarına daha lihye düşmemiş, bıyıkları dahi terlememiş küçük bir oğlandı.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Giyinme tarzı, elbise giyme, giyiş, giyme biçimi
Cümle içinde kullanımı: “Balkan kadınlarının libse farklılığı her zaman hoşuma giden bir detaydır. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Teğelli dikişli pamuklu veya aba kısa hırka, cepken, kepenk, hırka, yelek
– Pamuklu kadın elbisesi
Cümle içinde kullanımı: “Yırtık pırtık libâdesi yaşlı gözleriyle arkasını bize vererek yürümeye başladı. “