– Birini adamaya yönlendirmek, adama işinin yapılmasını sağlamak
Cümle içinde kullanımı: “Kardeşimi Hızır efendi adına kurban adatmaya ikna ettim, inşallah duası kabul olur.”
– Birini adamaya yönlendirmek, adama işinin yapılmasını sağlamak
Cümle içinde kullanımı: “Kardeşimi Hızır efendi adına kurban adatmaya ikna ettim, inşallah duası kabul olur.”
Kelime Kökeni: Arapça-adem
– İnsan, er kişi, erkek
– İyi yetişmiş, değerli ve saygın kimse, iyi huylu
– Hizmetçi, yardımcı, ayak işlerine bakan kimse, uşak
– Bir alanda kendisini geliştirmiş uzman kimse
Cümle içinde kullanımı: “Adam gibi adam olan laftan sözden anlar eziyet etmez, ama senden bunu beklemek imkansız.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Bir toplumda kanun ve nizam yoluyla hakların karşılıklı savunması
– Hak ve hukuku gözetme, doğrululuk, türe
– Hukuk işlerini uygulayan ve yürüten devlet kuruluşları
Cümle içinde kullanımı: ” Adâleti sağlamak halka değil devlet kurumlarına düşer. “
Kelime Kökeni: Farsça
– Soğuktan üşüme, üşümek işi, üşüme
Cümle içinde kullanımı: “Âciş kuşun titrek kanatları avucumun içinde pır pır etmeye başladı.”
Kelime Kökeni: Arapça
– İvedi olma, çabuk olma
Cümle içinde kullanımı: “Aciliyyet gerektiren siparişleri ilk olarak hazırlayıp müşterilere gönderin.”
– Acıyarak merhamet etmek
– Acıyarak üzülmek
Cümle içinde kullanımı: “Bu biçare ve tuhaf çocuğu her görüşümde istemsiz acırganıyor, saçlarını okşama isteğiyle itidalimi terk eyliyordum. “
Kelime Kökeni: Arapça-acem+Farsça-âne
– Acemlere yakışır biçimde, Acemlere yakışır tarzda, Acemlere özgü
– Yabancı gibi
Cümle içinde kullanımı: “Elde dikilen bu kunduralar tam acemâne özgü olmuşlar. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Acele ile, ivedilikle, çarçabuk, acilen, sabırsızlıkla, çabucak, çabucacık
Cümle içinde kullanımı: ” Ekseriya aceleten yapılan işlerden hayır gelmez. ben buna inanırım.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Su yolu, su kanalı, ark
Cümle içinde kullanımı: ” Tarladaki ağaçların sulanma zamanı geldi hep birlik edip âb-râhı açalım”.
Kelim Kökeni: Farsça-abkar+Arapça-î
– Suculuk, sakalık
– İnce işçilik ve ustalıkla işlenmiş kumaş
– Kamil, mutlaka kusuru bulunmayan, bilgin
Cümle içinde kullanımı: ” Aklı başında âb-karî olan birini kim kandırıp yoldan çıkartabilir ki?”