Kelime Kökeni: Arapça
– Zühre yıldızının ismi, çoban yıldızı, venüs
– İslamiyetten önce Kâbe’de bulunan putlardan birisinin adı
Kelime Kökeni: Arapça
– Zühre yıldızının ismi, çoban yıldızı, venüs
– İslamiyetten önce Kâbe’de bulunan putlardan birisinin adı
Kelime Kökeni: Arapça
– Allah’ın korumasından, afv ve merhametinden uzak olmaya ilişkin edilen beddua, ilenç, kargı, kargıma
– Kötü, berbat, ters, nefret, tiksinti
– Tanrının sevgisinden yoksun olma duası
– Allah’ın merhametinden mahrumiyyet, yoksun kalma
Cümle içinde kullanımı: “Hiçbir mahlukata la’net okuyup Yaradanın sevgisinden, merhametinden mahrum bırakmam.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Yerden toplama, derlemek, toplamak, cem’etmek, devşirip kaldırmak, devşirme, bir araya getirip düzene sokma
Cümle içinde kullanımı: “Sabahattin Ali’nin bütün eserlerini lakt ederek halka ücretsiz dağıtmak isterdim. “
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul biçimi lükate
– Yerden kaldırılan şey, sahipsiz kalmış şey
– Sokakta bulunan para, mal veya benzeri
– Sokağa bırakılan yeni doğmuş çocuk
Cümle içinde kullanımı: “Dün evden işe gitmek için çıktığımda lakît buldum, iyice baktığımda içi dolu bir cüzdan olduğunu anladım. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Uluhiyyet alemi, Tanrı alemi, İlahi evren, Ruhani Dünya
– Kutsal, kutsi, mukaddes
Cümle içinde kullanımı: “İnsan denilen varlık lâhût’da yaptıkları ve düşünceleriyle amel defterini doldurur. “
Kelime Kökeni: Farsça
– Bir nesnenin varlığın parçası, cüzü, fasikül
– Kısım, sınıf, bölüm
Cümle içinde kullanımı: “Yapbozun tüm lahtları bir araya getirildiğinde nasıl bir şaheser ortaya çıkıyorsa, güvende böyle bir şey. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Yanlış konuşmak veya okumak
Cümle içinde kullanımı:” Lahhânet eden talebelere karşı sonsuz bir sabırla yaklaşmaya çalışıyor. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Mırıldanma, ses çıkarma, alçak sesle kendi kendi bir şeyler söylemek
Cümle içinde kullanımı: “Yüzüme konuşmak yerine ağzının içinde lağıt ediyor asabımı tepeme çıkarıyor. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Belli bir kavimden olma durumu
– Kavme bağlılık
– Bir kavmin kendine özgü özellikleri, kavim hususiyetleri, kavimcilik
– Milliyetçilik, ulusçuluk
Cümle içinde kullanımı: “Irk, meşreb, mezhep, kavmiyyet, öf ve adetlerin farklılıklarına rağmen İslam dinine tabii olan topluluklar kardeşlik çatısı altında toplanmalıdır. “
Kelime Kökeni: Arapça-kahrı çoğul biçimi
– Zorlama, zor kullanarak bir iş yaptırma, cebir, icbar, cebretmek
– Güç, kudret, erk, iktidar
Cümle içinde kullanımı: “Meşk ile mutlu olalım diye sevdama kahriyyât eylemem, sevda çiçeği kaba kuvvetle açmaz.”