Kelime Kökeni: Farsça
– Hızlı, süratli koşan
– Ayağına çabuk, bir yere başkalarından daha hızlı gidip gelen kimse
Cümle içinde kullanımı: “Mektupları vereceğin ulak bâd-seyr olmalı, vaktinden önce yetişmeli.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Hızlı, süratli koşan
– Ayağına çabuk, bir yere başkalarından daha hızlı gidip gelen kimse
Cümle içinde kullanımı: “Mektupları vereceğin ulak bâd-seyr olmalı, vaktinden önce yetişmeli.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Peşpeşe iade etmek, sırasıyla geri çevirmek
– Kuşlar, omurgalı hayvanlardan geniş bir grup
Cümle içinde kullanımı: “Yaz bitimine yakın göçmen tuyûr sürüleri semayı süsleyecek.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Sidik söktürücü, çiş arttıran
– Aşırı idrar yapan
Cümle içinde kullanımı: “Hekimin verdiği müdrir sayesinde günde en az üç kez tuvalete çıkmaya başladı. “
Kelime Kökeni: Arapça
– İçinde altın olan kese
Cümle içinde kullanımı: “Kuyumcu Rüstem ağanın devamlı olarak cebinde taşıdığı biderleri vardır.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Kaya parçaları
– Taş parçaları, taşlar
Cümle içinde kullanımı: “Aristoteles’e atfedilen Kitab’ul-Ahcar, taşlar hakkında yazılan ilk eserdir. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Oynatıcı
Cümle içinde kullanımı: “Çingenelerden iyi raksaver çıkar derler.”
Kelime Kökeni: Arapça-maslahat, Farsça-güzar
– İşi bilen kişi, uzman, işin ehli
– Geçici sefaret işini yapan memur, vekil, elçi
– Elçilerin vekili
Cümle içinde kullanımı: “Makamınızı geçici maslahatgüzara emanet ederek, yıllık izninizi kullanabilirsiniz.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Kuşların dili, kuş sözü
Cümle içinde kullanımı: “Ferîdüddîn-i Attâr tarafından kaleme alınan Mantıku’t-Tayr, epik bir şiirdir. ”
Kelime Kökeni: Arapça
– Düşmanlık eden kimse
– Kin güden kişi
Cümle içinde kullanımı: “Tüm kardeşler tarla davasına birbirine husumetkar oldu.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Yaratan, yaratma yeteneği olan, Tanrı
Cümle içinde kullanımı: “Aferidegar yazmamışsa neylesin kul, ne yapsın ademoğlu.”