Kelime Kökeni: Arapça-lehviyyât çoğul biçimi
– Eğlence, oyun, boş iş, sefahat, neşeli ve hoşça vakit geçirten şey
Cümle içinde kullanımı: ” Eskiler için tek eğlence meddahların hikayeleri ve lehv idi. “
Kelime Kökeni: Arapça-lehviyyât çoğul biçimi
– Eğlence, oyun, boş iş, sefahat, neşeli ve hoşça vakit geçirten şey
Cümle içinde kullanımı: ” Eskiler için tek eğlence meddahların hikayeleri ve lehv idi. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Onun için ondan yana, bir kimse veya şeyden yana olma, leh
– Aleyh karşıtı
Cümle içinde kullanımı: “Bu ihaneti ömrümün sonuna kadar unutmayacağım benden yana lehu olmanı beklerdim. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Dili dışarı çıkarma, nefesi kesilme, nefesi kesilerek dili dışarı çıkarma
– Yalamak
Cümle içinde kullanımı: “Köpeğin lehs olmuş hali uzun bir yolculuktan döndüğünü gösteriyor kim ne kadar koştu.”
Kelime Kökeni: Özel ad
– Polonyalı, Polonya vatandaşı
Cümle içinde kullanımı: “Yurt dışında doğan kuzenim lehli kimliği taşıyor. “
Kelime Kökeni: Özel ad
– Polonya
– Günümüzdeki Polonyalıların Orta çağda 1025 yılında kurulan devlet
Cümle içinde kullanımı: “Lehistan krallığı 1569 yılında lağvedilmiştir. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Madenleri yapıştırmaya yarayan kalay ve benzeri madde
– Metal üzerinde bu işlemin yapıldığı yer
– Kalay ve kurşun alaşımı
– Bir nesneyi hemen yutma
Cümle içinde kullanımı: “Semaverin lehim yapılan yerinden hala su sızdırıyor. “
Kelime Kökeni: Arapça-sıfat
– Kalbi yanık, lehfân
– Hüzünlü, üzüntülü, mahzun, kederli, mükedder, acılı
Cümle içinde kullanımı: “Anlatabilseydim bu lehîf halimi o zaman bilirdin çektiğim çileyi. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Alev, alaz
– Ateşin alevlenmesi, lehebân
– Ateşin sıcaklığı
– Eti az deve, zayıf deve
Cümle içinde kullanımı: “Lehîb’ten korkan ateşe dalar mı, günahtan korkan yalana başvurur mu?”
Kelime Kökeni: Arapça
– Okurken çok yanlışlık yapan kimse, yanlış okuyan
Cümle içinde kullanımı: “Küçük Hüseyin alfabeyi ezber etse de okumada lehhân kalıyor. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Kalbi yanık, meramına kavuşamayan, hasret çeken, özleyen, hasretkeş
Cümle içinde kullanımı: “Köyümüzde aşkı dillere destan olmuş lehfân bir meczup yaşar. “