Kelime Kökeni: Farsça-sıfat ve zarf
– Topallayarak, topalcasına, aksayarak
Cümle içinde kullanımı: ” Lengâne yürüyüşüyle hiç durmaksızın yürüyor, hak kapısına ilerlemeye devam ediyordu. ”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat ve zarf
– Topallayarak, topalcasına, aksayarak
Cümle içinde kullanımı: ” Lengâne yürüyüşüyle hiç durmaksızın yürüyor, hak kapısına ilerlemeye devam ediyordu. ”
Kelime Kökeni: Arapça-le’îm+Farsça-âne
– Alçakça, adice, zelilane bir tarzda, aşağılık şekilde
Cümle içinde kullanımı: “Allah biliyor ya bu le’îmane zulmün elbet bir karşılığı olacak. ”
Kelime Kökeni: Arapça-hâtif+Farsça-âne
– Sesi işitilip kendisi görünmeyen kimseye yakışır şekilde,
– Hatife yakışır biçimde
Cümle içinde kullanımı: “Billur misali hâtifane bir ses işittim ancak ne yüzünü ne de cismini görebildim. “
Kelime Kökeni: Arapça-gammâz+Farsça-âne
– Fitne yaparak, gammazlık ederek, casuslukla, kovuculukla, ara bozarak
Cümle içinde kullanımı: “Geçimini, malını mülkünü gammâzâne huyu sayesinde kazandı. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Göz kırparak güldüren, latife eden güzel (kız,kadın)
Cümle içinde kullanımı: “Şuh kahkahalarının yanı sıra gammâze tavırlarıyla ilgiyi üstüne toplar.”