Kelime Kökeni: Arapça
– Hayvanların ağzına vurulan gem, dizgin, ligam
Cümle içinde kullanımı: ” Atların ağzına takılan licâm sayesinde kişneme sesleri bir anda kesildi. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Hayvanların ağzına vurulan gem, dizgin, ligam
Cümle içinde kullanımı: ” Atların ağzına takılan licâm sayesinde kişneme sesleri bir anda kesildi. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Giyinme tarzı, elbise giyme, giyiş, giyme biçimi
Cümle içinde kullanımı: “Balkan kadınlarının libse farklılığı her zaman hoşuma giden bir detaydır. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Kâbe’ye örtülen örtü, Kisve-i Şerif
– Kabe-I Muazzama’ya örtülen örtü
Cümle içinde kullanımı: “Kutsal topraklarda yer alan Kâbe’nin libsi Arefe gününde değiştirildi.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Keçe, keçe kumaşı
– Keçi kılının dokunmadan dövülmesiyle oluşan kumaş
Cümle içinde kullanımı: “Çobanın üstündeki libd öyle ağır ve kaba görünüyordu ki nasıl giydiğine şaşırdım.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Süt emzirme
– İnsan sütü, kadın sütü, ana sütü
Cümle içinde kullanımı: “Çerkez kadınları kucaklarındaki bebeleri liban edip sonrasında sırtlarına bağlarlar. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Teğelli dikişli pamuklu veya aba kısa hırka, cepken, kepenk, hırka, yelek
– Pamuklu kadın elbisesi
Cümle içinde kullanımı: “Yırtık pırtık libâdesi yaşlı gözleriyle arkasını bize vererek yürümeye başladı. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Lanetleşme, kargıma, beddua etme, iki kişinin birbirini lanetlemesi
– Eşine zina suçlamasında bulunan veya çocuğunu inkar eden kocasının eşi ile birlikte şer’î usulüne uygun olarak dörder defa karşılıklı olarak kendileri için lanet okumaları
Cümle içinde kullanımı: ” Şer’î usulünde birbirini li’ân eden karı koca asla barıştırılamaz aynı eve girmeleri bile caiz değildir. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Hırsız, arakçı, uğru, soyguncu
Cümle içinde kullanımı: ” Lıs kelimesi Arapça’dan dilimize geçmiştir ancak günümüzde kullanılmamaktadır.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Ağız tadı, tat alma duyusu, herhangi bir şeyden haz alma, tat, çeşni
– Tatlılık, hoşluk
– Hoşlanma, zevk, haz
Cümle içinde kullanımı: “Yemeğe lezzet veren baharattır, doğru baharatla harmanlanmış yemek damağı şenlendirir.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Tat veren, leziz, güzel, hoş, tatlı, lezzetli
Cümle içinde kullanımı: ” Lezzâz yemeklerden oluşan mükellef bir ziyafete konduk, karınlarımız bayram etti.”