Kelime Kökeni: Arapça-lâmi’a
– Parlayanlar, nurlar, parlamalar
Cümle içinde kullanımı: “Ah bir denk gelsem gül cemalinin levâ’mi dolu gülümseyişine. “
Kelime Kökeni: Arapça-lâmi’a
– Parlayanlar, nurlar, parlamalar
Cümle içinde kullanımı: “Ah bir denk gelsem gül cemalinin levâ’mi dolu gülümseyişine. “
Kelime Kökeni: Arapça-lâ’ime
– Serzenişler, çekiştirmeler, başa kakmalar, zemmetmeler, bir kimseyi yüzüne karşı çekişmeler, yakınmalar
Cümle içinde kullanımı: “Nafile levâ’im ile bir arpa boyu yol alamazsınız hemşerilerim.”
Kelime Kökeni: Arapça-levâyıh
– Kanun tasarıları, yasa tasarıları
Cümle içinde kullanımı: “Cumhuriyetin ilk yıllarındaki levâ’ih halkın kalkınması ve eğitimi yönünde olmuştur. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Aşk ateşiyle yananlar, kalpleri aşk ateşiyle tutuşmuş kimseler
Cümle içinde kullanımı: ” Levâ’ic olanlar aşkına deva bulamadığında halleri çöldeki Mecnundan beter olur. “
Kelime Kökeni: Arapça
– İlaveler, ekler, sonradan katılmış parçalar
Cümle içinde kullanımı: ” Ankara’da bulunan eserin nüshası levâhik sahifelerden oluşuyor. “