Kelime Kökeni: Arapça-adalet+Farsça-kar , sıfat
– Adaletli, adalet sahibi, insaflı, vicdanlı, imanlı kimse
Cümle içinde kullanımı: “Adâlet-kâr olan insandan yalan ve riya göremezsin, din iman adına doğruları söyler.”
Kelime Kökeni: Arapça-adalet+Farsça-kar , sıfat
– Adaletli, adalet sahibi, insaflı, vicdanlı, imanlı kimse
Cümle içinde kullanımı: “Adâlet-kâr olan insandan yalan ve riya göremezsin, din iman adına doğruları söyler.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Saka, sucu
– Sâki, kadehle içki sunan
– Şarapçı, şarap satan veya içen, ayyaş
Cümle içinde kullanımı: ” Haydi be âb-kâr doldur kadehleri şerefime, bu gece zil zurna olup dertlerimi unutmak istiyorum.”
Kelime Kökeni: Arapça-kadeh+Farsça-kâr
– Sakî, içki dağıtan, kadehle içki sunan (kimse)
Cümle içinde kullanımı:” Doldur bee kadehkâr, ciğerimin yangınını anca bu kör olasıca söndürüyor!”
Kelime Kökeni: Arapça-ihlâs+Farsça-kâr
– İçten, samimi, sağlam olan, ihlaslı, ihlası yerinde
Cümle içinde kullanımı: “İhlâs-kâr bir kadın her zaman çocukları ve eşinin refahını düşünerek hareket eder. ”