Kelime Kökeni: Farsça-hem+Arapça-meşreb
– Kafadar, huyu suyu bir, aynı meşrepte olan, kafa dengi, kafadaş
Cümle içinde kullanımı:“Hem-meşreb arkadaşlar edindiğinde can sıkıntı nedir bilmeyeceksin o yüzden okulunu sevmeye başlamanı öneririm.”
Kelime Kökeni: Farsça-hem+Arapça-meşreb
– Kafadar, huyu suyu bir, aynı meşrepte olan, kafa dengi, kafadaş
Cümle içinde kullanımı:“Hem-meşreb arkadaşlar edindiğinde can sıkıntı nedir bilmeyeceksin o yüzden okulunu sevmeye başlamanı öneririm.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– İçki arkadaşı, kaseleri bir olan, kadeh arkadaşı, çanak arkadaşı
Cümle içinde kullanımı: “Ne yer ne içer bilmem, meyhaneden ahbaplık yaptığım hem-kâse olduğum bir zattır sadece.”
Kelime Kökenli: Farsça-sıfat
– Sarmaş dolaş, kucak kucağa, kulamış biçimde, birbirine sarılıp kucaklaşma
Cümle içinde kullanımı: “Unutulur mu, hem-âgûş olduğumuz mutluluk dolu anlar. İnsan kalbi sevdiğini bir çırpıda yok sayar mı?”
Kelime Kökeni: Farsça
– Uygun, denk, mütenasip, nitelik yönünden eşit
Cümle içinde kullanımı: “Korkudan uyanıp özlemle bir olan hem-âheng hislerin tesiriyle titriyordum. “