Kelime Kökeni: Arapça
– Lanet etme, lanet okuma, ilenmek, beddua etmek
– Laan-Allah: Allah lanet etsin, Allah kahretsin
Cümle içinde kullanımı: ” Bana laane eden Yaratan’dan bulsun başka bir şey demem. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Lanet etme, lanet okuma, ilenmek, beddua etmek
– Laan-Allah: Allah lanet etsin, Allah kahretsin
Cümle içinde kullanımı: ” Bana laane eden Yaratan’dan bulsun başka bir şey demem. “
Kelime Kökeni: Arapça-hafîd+Farsça-âne
– Torun gibi, toruna benzer
Cümle içinde kullanımı: “Evlatlık aldığım bu yetimi hafîdâne gibi büyütecek, mirasımdan pay almasını sağlayacağım.”
Kelime Kökeni: Arapça-fârûk, Farsça-âne
– Haklıyı haksızdan ayırırcasına
Cümle içinde kullanımı: “Adalet fârûkâne yapamıyor, suçluyu masuma tercih ediyorsa dünya çoktan yıkılmıştır.”