Kelime Kökeni: Arapça
– Tat veren, leziz, güzel, hoş, tatlı, lezzetli
Cümle içinde kullanımı: ” Lezzâz yemeklerden oluşan mükellef bir ziyafete konduk, karınlarımız bayram etti.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Tat veren, leziz, güzel, hoş, tatlı, lezzetli
Cümle içinde kullanımı: ” Lezzâz yemeklerden oluşan mükellef bir ziyafete konduk, karınlarımız bayram etti.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Sürekli suç ve bahane arayan, üreten kimse
Cümle içinde kullanımı: “Ağzımla kuş tutsam Ragıp beye yaranamam, laggâz karakteri yüzünden kimseden memnun kalmaz. “
Kelime Kökeni: Arapça-lafz
– Ağzı kalabalık, gereksiz konuşan kimse, boş sözlerle övünen
Cümle içinde kullanımı: “Dilruba hanımın daima kendini öven laffâz tavrına daha fazla tahammül edemeyeceğim.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Gümüşten yapılma, gümüşler, gümüş paralar
Cümle içinde kullanımı: “Eski Persler para yapımında fizaz kullanmışlardır, en yakın tarihte ise 1797 yılından önce de İngilizler kuruşlarda kullanmışlardır. “