Kelime Kökeni: Farsça
– Soğuktan üşüme, üşümek işi, üşüme
Cümle içinde kullanımı: “Âciş kuşun titrek kanatları avucumun içinde pır pır etmeye başladı.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Soğuktan üşüme, üşümek işi, üşüme
Cümle içinde kullanımı: “Âciş kuşun titrek kanatları avucumun içinde pır pır etmeye başladı.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Bahçıvan kovası, su kovası, ibrik
– Güneş biçiminde süs eşyası, güneşe benzeyen biblo veya eşyalar
Cümle içinde kullanımı: ” Hüsam bey bahçıvana âb-tâbe ile çiçeklerin sulanması ricasında bulunurken gözü sürekli çiçeklerin üstündeydi. “
Kelime Kökeni: Farsça
– Su yüzünde yüzen, su üstünde yüzen şey
– Su kabarcığı, su damlası
Cümle içinde kullanımı: “ Yakından bakıldığında âb-süvâr eden bir şişe içindeki yazıyla bize doğru geliyordu.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Su renginde
– Gökyüzü renginde, mavi, ezrak
Cümle içinde kullanımı: “Âb-gûn ağardığında tüm kötülük ve şeytanlar gecenin karanlığına saklanır. “
Kelime Kökeni: Farsça
– Çiş yapan, işeyen, idrar yapan, hacet gideren
Cümle içinde kullanımı: “Âb-efşân insanlar için umumi tuvalet yapmışlar neden ağaçlık alan arıyorsun ki?”
Kelime Kökeni: Farsça
– Abdest bozacak yer, hela, tuvalet, ayak yolu, memişhane, kenef, kademhane
– Abdest alacak yer
Cümle içinde kullanımı: “Ayıp olmazsa bir koşu abdest-hâneye gidip geleyim birader sen bekleyiver. “
Kelime Kökeni: Farsça
– Sulu, taze
– Gösterişli, parlak, zarif, güzel
– Sağlam vücutlu
– Keskin, bilenmiş, iyi kesen
Cümle içinde kullanımı: ” Portakalın en alası âb-dâr olanıdır beyefendi, dalından kopanı daha makbuldür. “
Kelime Kökeni: Farsça
– Hindistan Devlet-âbâd şehrinde üretilen bir tür kıymetli yazı kağıdı
– Şenlik, bayındırlık, mamurluk, ümran, imar
Cümle içinde kullanımı: ” Abadî ilan edilen topraklardan hak iddia edemezsiniz beyefendi. “
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Sayran suyu, altın suyu
– Altın renkli şarap, sarı renkteki şarap
– Toz halinde öğütülüp zamk ile suda eritilen ve yaldızlama da kullanılan altın varak
Cümle içinde kullanımı: “Hekimler âb-ı zer içmenin mideye iyi geldiğini söylemişti.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Şarap
Cümle içinde kullanımı: “Âb-ı yâkût getir, kırmızı rengiyle gözlerimi kamaştırıp tadıyla başımı döndürsün.”