Etiket arşivi: En güzel şiirler

Canımın İçi 1

Canımın İçi

 

Yok canımın içi, özlemez olur muyum gözlerini?

Unutursun demiştin hani, bak burada yanıldın.

Bir kez olsun anlamadın ya ben orada takılı kaldım.

Gitmedim, gitmeyi beceremedim canımın içi.

 

Kıyamet sonrası gönlümün içi, başka aşklar gibi geçmedi.

Kırdı, yaktı, süründürdü ama geçmek nedir bilmedi.

Yok canımın içi, kadrini kıymetini hafife almadım.

Bir kez olsun beni anla, lütfet sevgini.

 

Taş değil ki bu yürek, kime ağladığını kime güldüğünü unutsun.

Sende avuttun mu kalbini, unuturum demiştin,

Unuttun mu canımın içi, canın dayandı mı?

İncinmedin, incitilmedin mi?

 

Emri hak vuku bulmadan soğuttum yüreğimi.

Boşa harcanmış hezeyanlardan kalktım da geldim.

Sen merak etme camının içi, henüz aklımı geride bırakmadım.

Ayrılığın şarabını içtikçe andım, övdüm, söverek bitirdim meşkimi…

 

-Semra Şenol

Yanma- Cahit Zarifoğlu 2

Yanma- Cahit Zarifoğlu

Ve elbet 
Gözlerim sularımdan çekilince 
ürkek bir ceylanla anlaşırım 
yüzünün çok yakını olan bir liman 
dilinin ve ağzının verdiği baş dönmesine 
bahçeni tutan tavşanlara sığınırım 

Kanımdan geçilmiyor moraran ağzım 
Kovalanıyorum 
İkindi zaman kararan iç çarşılar 
ey şafak bir askerle anlaş 
Çünkü namluya sürüldün 
İşte burada bir ordu yürüyen karnımda 
İzim sürülüyor köpeklerin sürünerek yaklaştığı 
Anlaşılıyor 
Hatırlarımıza dokunulmamış 
Fakat el konmuş aşkı yaşatırken kuğuların 
Geleceğimizin serin suları ve gölleri 

Ey kadın kokla beni 
Hayatım yasaksınız 

Gelinmiyor akşan zaman kaplanı 
Kaçmıştım yeni bir ırmak şeklinde 
Hayvanların ilkbahar sıcakları bölümünde 
Kıvrılıp yeniden yakalanıyorum 
Cam kesiyor göğüslerimi 
Boynuma zümrüt bir gerdanlık atmışım

Hem şarklıyım ben 
Gövdem yara dolu 

Sevdiğim kolla beni 
Anlıyorum 

Fakat artık dayanılmaz sarmaşıklara 
Öpüşüyorlar 
Harbin bittiğini söyle ayrılsınlar 

Çünkü gece zamanın katranıdır 
Gelip geçici değil omurgamdaki didişme 
Çantamda sevişme askerleri 
Harbin bittiğini söyle 

önce beni boğacaklar özgür ve sevecen olmak için 
bir bıraksam 
yakut bir kuşun içinde duran ellerimi 

Sevdiğim 
Önce kemir bu tel örgüleri gövdemden 
Geç derimin altındaki tehlikeleri 
Yürek kızgın bir kuma devrilmeden 
Yokla beni 

Anlıyorum kaçmaya zaman yok 
Şafak birden doğrulacak

Sen Beni Mazur Gör 4

Sen Beni Mazur Gör

Sen Beni Mazur Gör 5

Öyle kırgın bakma yüzüme, yoksa nasıl katlanırım bu ayaza.

İçimde solan menekşeler dahi hesap sorar sonra, ne derim Allah aşkına!

Yapma böyle, devinip durduğum tufanların izahı bende mi sanıyorsun?

Sen bari dinle, anla bu yakışıksız adamın eleme bulaşan sözlerini.

Düşmeden bilemez kimse, ermeyen muradımın hamlığını,

Ağzımdaki yavan tadı, yüreğimdeki serçe çırpınışlarını sen bilme.

Bilme feryadım, sen beni mazur gör.

Deliydi amma severdi beni de geç soranlara, ah etme boşuna.

Sen bari anla, elimde kalan bir avuç toprak hasretini.

Tan yerinde kararan talihimi, el pençe divan duran itirazlarımı hor görme.

Hor görme feryadım, sen beni mazur gör.

Eti ne budu ne diyenlere aldırış etme, benden sana kalanlara yüz çevirme…

 

  – Semra Şenol