Kelime Kökeni: Farsça
– Titreten, titreme veren, sarsıntı veren
Cümle içinde kullanımı: “Lerze-resân sevdan sayesinde can çekişiyor ama ölmüyordum. “
Kelime Kökeni: Farsça
– Titreten, titreme veren, sarsıntı veren
Cümle içinde kullanımı: “Lerze-resân sevdan sayesinde can çekişiyor ama ölmüyordum. “
Kelime Kökeni: Farsça
– Titreyen, titrek, titreyici, titremeye tutulmuş
Cümle içindeki kullanımı: “Onu kapı önünde bulduğumda lerze-nâk halde yarı baygın yatıyordu. “
Kelime Kökeni: Farsça
– Titreten, titreme veren, titreşim yaratan
– Vibratör
Cümle içinde kullanımı: ” Bu soğuk da vücudumu lerze-bahş eden ne ayazdır ne de kasım rüzgarı. “