Kelime Kökeni: Arapça-tamlama
– Aşık
– Meftun
– Vurgun
– Tutkun
– Aşırı sevgi duyan
Cümle içinde kullanımı: “Bir garip ozan esîr-i aşk olup dilinde türkülerle millete ilan olmuş.”
Kelime Kökeni: Arapça-tamlama
– Aşık
– Meftun
– Vurgun
– Tutkun
– Aşırı sevgi duyan
Cümle içinde kullanımı: “Bir garip ozan esîr-i aşk olup dilinde türkülerle millete ilan olmuş.”
– Gönlü yaralı olan
– Aşık
– Meftun
– Maşuk
Cümle içinde kullanımı: “Aşk için her şeyi göze alamazsanız dil-efgâr olamazsınız.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Aşık
– Gönlü bağlanmış
– Gönül vermiş
– Vurgun
– Ahbap
– Aşırı sevgi ve bağlılık duyan
Cümle içinde kullanımı: “Bizim aşka da dil-besteye de hürmetimiz büyüktür”
Kelime Kökeni: Ad
– Saz veya tanbur çalan çalgıcı
– Tanbura şairi
– Aşık
– Çöğür çalan kimse
Cümle içinde kullanımı: “Çöğürcü olarak bildiğimiz bu amca uzaktan akrabamız oluyormuş.”
Kelime Kökeni: Arapça-aşk, âşıkân-uşşâk çoğul biçimi
– Birine sevgiyle bağlanan, tutulan, vurgun, mübtelâ olan kimse
– İlahî aşka tutulmuş kimse
– Sevdalı
– Halk ozanı, halk koşuğu
– Bacak mafsallarında ki kemik
Cümle içinde kullanımı: ” Ey bir garip âşık, sevdana karşılık bulamamak da aşk değil midir niçin sızlanıp durursun.”