Kelime Kökeni: Sıfat
– Açan, açma işini yapan, fatih
– Bulan, keşfeden, keşşaf
– Ferahlık veren, ferahlatan
Cümle içinde kullanımı: ” Şöyle naneli soğuk, insana açıcı etkisi olan bir kokteyl içmek istiyorum.”
Kelime Kökeni: Sıfat
– Açan, açma işini yapan, fatih
– Bulan, keşfeden, keşşaf
– Ferahlık veren, ferahlatan
Cümle içinde kullanımı: ” Şöyle naneli soğuk, insana açıcı etkisi olan bir kokteyl içmek istiyorum.”
Kelime Kökeni: Arapça-acaib
– Hayreti gerektiren, şaşılacak şey, mucize, alışılmışın dışında, hayret veren
Cümle içinde kullanımı: “Acîbe olaylar çevremizi sarmışken hala nasıl olur da yukarıdakinin varlığını sorgularsınız?”
Kelime Kökeni: Ad
– Tadı sert olan kuyu suyu, pınar suyu
– Kaynak suyu, maden suyu
– Deniz suyu ile tatlı suyu arasında kalan tadı güzel olmayan su
– Şarap
Cümle içinde kullanımı: “Bu coşkun akan pınarın acı suyu pek zorda kalınmadan içilmez serttir. “
Kelime Kökeni: Sıfat
– Hafif acı, acımtırak, acısı az, acımsı
Cümle içinde kullanımı: “Taze biberlerin acırak tadı yemeğe güzel bir lezzet katmış ben şahsen beğendim. “
– Merhamete getirmek, merhamet dilemek
– Bir kişide acıma duygusu uyandırmak
Cümle içinde kullanımı: “ Sözlerindeki bariz duygusallık ve hoşgörüyle kendisini bize karşı acındırıyor, yarım bekliyordu.”
Kelime Kökeni: Zarf
– Aç olarak, aç olmak
Cümle içinde kullanımı: “Küçük çocuk annesinin eteğine yapmış acın acın diye ağlıyor, gözlerinde tombul yaşlar dökülüyordu.”
Kelime Kökeni: Sıfat
– Az acı, acı gibi, biraz acı, acıya benzeyen, acımtırak
– Dokunaklı, insanın içine işleyen
Cümle içinde kullanımı: ” Henüz ham olan meyvelerin acımsı tadı güneş aldıkça tatlanacak.”
– Acı duymak, acı hissetmek, hafif üzülmek
Cümle içinde kullanımı: ” Yalan yok bütün ıstıraplarını dinlediğimde acımsamak ile keder arasında gidip geliyorum.”
Kelime Kökeni: Botanik-ad
– Buğday tarlasında yetişen zehirli ve zararlı yabani bir bitki, belemir
– Mavikantaron
– Peygamber çiçeği
Cümle içinde kullanımı: ” Bizim buralarda ekmek hamuruna az miktarda acımık da katılır. “
Kelime Kökeni: Nesnesiz eylem
– Acılaşmak, acı durumuna gelmek
– Başkasının derdine ortak olmak, onunla dertleşmek
– Merhamet duymak, üzüntü beslemek
Cümle içinde kullanımı: “Reşat Nuri Güntekin’in Acımak adlı eseri bize yaşanılan sıkıntıların ve olayların gerçek bir mana da hakikatini gösteriyor.”