Kelime Kökeni: Arapça-ad
– Makat
– Kıç
– Bir işin sonu
– Bir şeyin arkası, gerisi
– Anüs
– Büzük
– Şerç
Cümle içinde kullanımı: “Hastalığının dübür de çıktığını söyledi ama baya utandı.”
Kelime Kökeni: Arapça-ad
– Makat
– Kıç
– Bir işin sonu
– Bir şeyin arkası, gerisi
– Anüs
– Büzük
– Şerç
Cümle içinde kullanımı: “Hastalığının dübür de çıktığını söyledi ama baya utandı.”
Kelime Kökeni: Farsça-Arapça
– Rübai
– İki beyitten oluşan nazım biçimi
– Dört dizeli ve özel tartılı bir koşuk
Cümle içinde kullanımı: “Dübeyit de adı geçen güzelin kaşları kemana benzetilmiştir.”
Kelime Kökeni: Farsça-dü+Türkçe-beş
– Tavla oyununda her iki zarda da beş sayısının gelmesi
– Atılan zarlarda beş benekli tarafın gelmesi
Cümle içinde kullanımı: “Son elde bir tane dübeş gelirse sen kazanacaksın”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Katmetli
– İki kat
– Her iki zarda da ikili gelme
– Dübara
– Kat kat olan
Cümle içinde kullanımı: “Oyunda dübâre gelme şansı yarı yarıyadır tıpkı hayat gibi.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– İki cihan
– Dünya ve ahiret
– İki alem
– Dü-âlem
– İki dünya
Cümle içinde kullanımı: “Bu hayatta ne yaparsan ne tutarsan tut dü-cihân için yap.”
Kelime Kökeni: Arapça-ad
– Dişi ayı
– Büyükayı yıldız kümesinde buluna bir yıldız
– Tarik
– Yol
– Büyükayı dikdörtgeninde parlak iki yıldızdan biri
Cümle içinde kullanımı: “Semadaki karaya aldanma, dübbeyi aramaya devam et.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– İki kat
Cümle içinde kullanımı: “Dü-bâlâ evleri gördün mü, hepsinde yanan bir ocak vardır.”
Kelime Kökeni: Arapça-tamlama
– Kutup ayısı
Cümle içinde kullanımı: “Çölde übb-i şimalî görmeye benziyor anlattıklarına inanmak.”
Kelime Kökeni: Arapça-tamlama
– Büyükayı
– Kutup yıldızıyla beraber etrafındaki yedi yıldız
– Dübbüekber
– Yedigir
– Kepçe biçimindeki yıldız kümesi
Cümle içinde kullanımı: “Çocukken dam başında yattığımız gecelerde dübb-i ekber bulma oyunu oynardık.”
Kelime Kökeni: Arapça-tamlama
– Küçük ayı
– Kutup yıldızı etrafında devreden yedi tanelik yıldız kümesi
– Dübbüasgar
– Demirkazık
Cümle içinde kullanımı: “Dübb-i asgar gece karanlığında gökyüzünü aydınlatırken anlattıklarını masal gibi dinledim.”