Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Ay ağılı
– Hâle
– Görev
– Vazife
– Ödev
– Riske girmek
– Ödev
Cümle içinde kullanımı: “Mektep hocasının vermiş olduğu dâre bitmeden odasından çıkmaz.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Ay ağılı
– Hâle
– Görev
– Vazife
– Ödev
– Riske girmek
– Ödev
Cümle içinde kullanımı: “Mektep hocasının vermiş olduğu dâre bitmeden odasından çıkmaz.”
Vazife Nedir?
Kelime Kökeni: Arapça.
Yerine getirilmesi gereken sorumluluk, yükümlülük, Eş Anlamlısı: Görev
Cümle İçinde Kullanımı:’ Hasta olan büyüklerimizi bakmak bizim vazifemizdir.’
Mütedeyyin nedir?
Kelime kökeni: Arapça eskimiş ve sıfattır.
Dindar, din ile vazifeli, sağlam Müslüman, dine muhalefetten sakınan, dinine sadık olan.
Belli bir dini kabul etmiş.
Cümle içinde kullanımı:’Mevlana çok mütedeyyin bir insan.’
İfa nedir?
Kelime kökeni: Arapça eskimiş ve isimdir.
Bir işi yapma, yerine getirme.
Çocuğun büyümesi.
Ödeme, çoğaltmak, kılmak, yapmak.
Söz verdiğini veya vazife bildiğini yerine getirmek.
Cümle içinde kullanımı:Bu yazlığı tam olarak bu araziye ifa edecek.’
Misyon nedir?
Kelime kökeni: Fransızca isimdir.
Görev, amaç, temsilcilik, vazife.
Bir kimseye veya bir kurula verilen özel görev.
Dinsel, bilimsel veya diplomatik bir görev yüklenmiş kimselerden oluşan kurul.
Cümle içinde kullanımı:’O bu misyonu üstlenirken tüm sorumluluğu da üstlendi.’
İsraf nedir?
Kelime kökeni: Arapça isimdir.
Gereksiz yere para, zaman, emek harcama, savurganlık, taşırma, haddini aşma.
Lüzumsuz harcama yapmak, gereksiz tüketim.
En lüzumlu aslı vazifeleri bırakıp en lüzumsuz veya zararlı şeylerle meşgul olarak ömrünü veya gençliğini boş yere harcamak.
Cümle içinde kullanımı:’Üç kuruş bir para alıyor onuda israf ediyor.’
Tefviz nedir?
Kelime kökeni: Arapça eskimiş ve isimdir.
Bir işi başka birine yüklemek, vermek.
Dağıtma, ihale, vazifelendirme.
İş yeri, dükkan, ev gibi taşınamayacak şeyleri belirli bir para karşılığı vermek.
Cümle içinde kullanımı:’Kendisinden küçük olanlara tefvizlerini yükleyip kaytardı ve akşama kadar gezdi.’