Kelime Kökeni: Arapça-ebkem+Türkçe-çüş
– Bön
– Ahmak
– Avanak
– Saf
– Budala
Cümle içinde kullanımı: “Ebkemçüş bakmaktan bir türlü uslanmadı, kendisini aşağılamalarına izin veriyor.”
Kelime Kökeni: Arapça-ebkem+Türkçe-çüş
– Bön
– Ahmak
– Avanak
– Saf
– Budala
Cümle içinde kullanımı: “Ebkemçüş bakmaktan bir türlü uslanmadı, kendisini aşağılamalarına izin veriyor.”
Kelime Kökeni: Arapça-belâgat
– Bön
– Ahmak
– Budala
– Akılsız
– Avanak
– Saf
– Saftirik
Cümle içinde kullanımı: “İnsanın belîd olanından değil sinsi davranıp arkadan iş çevireninden korkacaksın.”
Kelime Kökeni: Arapça-humk, ahmakan çoğul biçimi
– Zekası gelişmemiş olan, sersem, bön, şaşkın, aptal, budala, aklını kullanamayan kimse
Cümle içinde kullanımı: ” Ahmak ahmak konuşma sana derdimi anlatıyorum sen alay ediyorsun. “
Kelime Kökeni: Arapça- bedel, bedîl, ebdal, abdalan
– Anadolu’da gezgin olarak yaşayan oymaklara verilen isim, gezgin derviş
– Çabuk aldanan, çabuk kanan, ahmak, safdil
– Kalender meşrep, derviş adam, tevekkülcü, dünyadan elini eteğini çekmiş kimse
– Anadolu’da yaşayan bir Türk boyu,
– Üstü başı perişan kimse, dilenciye benzeyen
– Bektaşî
Cümle içinde kullanımı: “Abdâl temiz kalbiyle konuşur, imanı için susar efendim.”
–