Kelime Kökeni: Sıfat
– Kayıtlı
– İsmi defterde kaydolunmuş
– Kütükte ismi kayıtlı yeniçeri
Cümle içinde kullanımı: “Önümüze getirdiğiniz kişilerin hiç biri esâmeli olmadığı gibi ülkeye kaçak yollarla getirilmiş.”
Kelime Kökeni: Sıfat
– Kayıtlı
– İsmi defterde kaydolunmuş
– Kütükte ismi kayıtlı yeniçeri
Cümle içinde kullanımı: “Önümüze getirdiğiniz kişilerin hiç biri esâmeli olmadığı gibi ülkeye kaçak yollarla getirilmiş.”
Kelime Kökeni: Farsça-özel ad
– Ermeni halkı
– Bu soya ait olan
– Bu soyla ilgili
– Ortaoyunlarında rastlanan bir tip
Cümle içinde kullanımı: “Anadolu’da yaşayan Ermeniler Türkçe ve Kürtçe’yi iyi bilirler. “
Kelime Kökeni: Sıfat
– Sözünün eri
– Yiğit
– Alp
– Mert
– Er kişi
Cümle içinde kullanımı: “Bizde er kişi dediğin sözünden ölse dönmez yerine getirir.”
Kelime Kökeni: Zarf
– Erkek ile dişi birlikte
– Erkek dişi olarak çift
– İki cinsi bir arada olan
Cümle içinde kullanımı: “Erkekli dişili tüm hayvanların cinsleri bu hayvanat bahçesinde yer alıyor.”
Kelime Kökeni: Sıfat
– Sanat adamı
– Sanatçı
– Sanat ile uğraşan kimse
Cümle içinde kullanımı: “Ailemize epikli bir damadın katılacağını duyduğumdan beri heyecanlıyım.”
Kelime Kökeni: Ad
– Basma
– Patiska ve ince kumaş gibi şeylerden dikilen uzun elbise
– Süssüz giysi
– Düz elbise
– Tek parçalı kadın giysisi
Cümle içinde kullanımı: “Gözümün önüne sürekli kırmızı entarisi ve ördüğü uzun saçlarıyla geliyor.”
Kelime Kökeni: Ad
– Geniş
– Ariz
– Bol
– Vüsatli
– Vasi
Cümle içinde kullanımı: “Şu gördüğün enli kitapların birkaçını yanına almanı istiyorum.”
Kelime Kökeni: Arapça-sıfat
– Nefisle ilgili
– Nefse özgü
– Öznel
– Subjektif
– Afaki karşıtı
– Nesnel karşıtı
Cümle içinde kullanımı: “Olaylara birazda enfüsî bakamadığınız için yaşanan felaketleri kaldıramıyorsunuz.”
Kelime Kökeni: Ad
– Enfiye yapan
– Enfiye satan kimse
– Burun deliklerine çekilen tütün mamulleri yapan kimse
Cümle içinde kullanımı: “Enfiyeci dükkanına girmek istemediğim için dışarıda bekledim.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Bön
– Avanak
– Aptal
– Et kafalı
– Alık
– Ahmak
– Aldatılabilen
Cümle içinde kullanımı: “Kalabalığın içerisinde kendisini dinleyecek bir enâyi bulur.”