Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Yırtıcı hayvan pençesi
– Pençe
– Eğri büğrü
– Kanunun dik tutularak çalınan biçimi
– Kösele
Cümle içinde kullanımı: “Öyle bir dövmüş ki adamı yüzünde çeng izleri vardı.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Yırtıcı hayvan pençesi
– Pençe
– Eğri büğrü
– Kanunun dik tutularak çalınan biçimi
– Kösele
Cümle içinde kullanımı: “Öyle bir dövmüş ki adamı yüzünde çeng izleri vardı.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Çenesi düşük
– Çok konuşan
– Çeneli
– Çenesi güçlü
– Çenesi olan
Cümle içinde kullanımı: “Çene-bâz biriyle laf dalaşına girmeye kalkışma kaybedersin.”
Kelime Kökeni: Ad
– Gıdık
– Gabgab
– Gerdan
– Çenenin altındaki tombulluk
Cümle içinde kullanımı: “Çene altında çıkan ur yüzünden zor yemek yiyor zavallı.”
Kelime Kökeni: Farsça-çâne
– Ağzın altında enek kemiklerinin birleştiği yer
– Dişlerin bulunduğu ağzın açılıp kapanmasını sağlayan kemikler
– Zekan
– Zenehdan
Cümle içinde kullanımı: “Çene kaslarından çok aklın çalışsaydı bu durumlara düşmezdin.”
Kelime Kökeni: Farsça-zarf
– O kadar
– Gerçi
– Her ne kadar
– Vakıa
– Her ne kadar ise de
Cümle içinde kullanımı: “Çendân düşman kapımıza dayanmışsa kaçsan da kurtuluşu bulamazsın.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Öyle ki
– Birkaç
– Bir miktar
– Her ne kadar
– Gene de
– Kaç tane
– Cevizin iç kısmı
Cümle içinde kullanımı: “Kalbi yalnızlığa mesken tutmuş biri çend ölümden korkmaz.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Çenber biçiminde olan
– Çember şeklinde
– Daire biçiminde olan
Cümle içinde kullanımı: “Kulağına taktığı çenberî küpeleriyle tam bir çingene kızına dönmüş.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Çemberlerin arasından atlayıp geçen oyuncu
– Çemberbaz
Cümle içinde kullanımı: “Çenber-bâz gibi etrafta sıçrayıp sekerken bir yerini inciteceksin çocuğum.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Daire, kalbur ve def gibi nesnelerin tahtadan olan çevresi
– Fıçı ve tekerlek gibi şeyleri sağlamlaştırmak için çevresine geçirilen demir halka
– Daire
Cümle içinde kullanımı: “Öyle çok çaldı oynadı ki çenberi kırdı desek yeridir.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Çınar
– Çınar ağacı
– Büyük gösterişli ağaç
Cümle içinde kullanımı: “Çenâr ağacı gibi koskocaman büyük bir dağdı arkamda, ona yaslandığım zaman korkmazdım dünyanın eleminden.”