Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Adil davranan
– Adaletli
– Adilane
– Adil
Cümle içinde kullanımı: “Dostlarının arasında daima dâd-ver biri olmalısın yoksa hak geçirmekle kalmaz dostlarını kaybedersin.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Adil davranan
– Adaletli
– Adilane
– Adil
Cümle içinde kullanımı: “Dostlarının arasında daima dâd-ver biri olmalısın yoksa hak geçirmekle kalmaz dostlarını kaybedersin.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Yardımcı
– Yardım ulaştıran
– Yardıma yetişen
– Yaver
– Muin
Cümle içinde kullanımı: “Bu günlerde iyi bir dâd-res bulmak imkansız gibi bir şey.”
Kelime Kökeni: Farsça-özel ad
– Allah
– Tanrı
– İlah
– Cenab-ı hak
Cümle içinde kullanımı: “Dâdrâd bizi yüzü kızarmadan günah işleyenlerden eylemesi.”
– Tatmak
– Yemek yemek
– Bir yiyeceğin veya içeceğin tadına bakmak
Cümle içinde kullanımı: “Gelinimizin elinden bir yemek dadatmaya geldik bunca yolu.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Gönüllü olan
– Bir işe gönül verme
– İşe ortak olma
Cümle içinde kullanımı: “Bana kalırsa dâdistân olunan işten hayır gelmez, aş dediğine on el girmez.”
Kelime Kökeni: Farsça-dâdû
– Daye
– Çocuğa bakan kadın
– Bakıcı
– Sütnine
– Koruyucu
Cümle içinde kullanımı: “Çocukların dadısı yurt dışında tahsil görmüş zeki bir kadındır.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Adaletli
– Adil
– Adalete uygun olan
Cümle içinde kullanımı: “Dünyada dâd-güster bir kapı bulmadan ölüp gideceğim diye korkuyorum.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Mahkeme
– Adalet dağıtan yer
– Adliye
– Hak dağıtılan yer
– Adalet yeri
– Yargılık
Cümle içinde kullanımı: “Madem iftiraya uğradın git Dâd-gâha başvur, susup kabullenme.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Kardeş
– Karındaş
– Birader
– Aynı anne ve babadan doğan çocuklar
Cümle içinde kullanımı: “Aynı rahimden çıkanlara bizde dâder denir, anlamı kardeştir.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Adaletli
– Adaletli kimse
– Adil
– Hakkı yerine getiren
Cümle içinde kullanımı: “Dâd-bahş birini başa getirmezseniz haksızlığın önünü alamazsınız.”