Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Nimetler
– Lütuflar
– İhsanlar
– İyilikler
Cümle içinde kullanımı: “Rabbim bize bu enümleri kıymet bilelim şükredelim diye verdi.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Nimetler
– Lütuflar
– İhsanlar
– İyilikler
Cümle içinde kullanımı: “Rabbim bize bu enümleri kıymet bilelim şükredelim diye verdi.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Ten
– Beden
– Boy
– Kad
– Kamet
– Vücut
– Organ
– Boy pos
– Vücut
– Gövde
Cümle içinde kullanımı: “Şu kadındaki endâma salınışa bir bak kıskanılmayacak yanı var mı?”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Mücûm
– Yıldızlar
– Kevâkib
– Necmler
Cümle içinde kullanımı: “Karanlığın gerdanında asılı duran encümden utanmaz mısın?
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Nihayet
– Akıbet
– Son
– İşin sonu
– Netice
– Vargı
– Sonunda
Cümle içinde kullanımı: “İkimizin yaralı yüreklerinin elbet bir encâmı olmalı değil mi?”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Dizinler
– Sıralar
– Diziler
– Düzenler
– Kaideler
Cümle içinde kullanımı: “Enâzîm bir oldu mu ayrılık gayrılık korkusu düşmez insanın aklına.”
Kelime Kökeni: Arapça-ad
– Mahlukat
– Nas
– Halk
– Yaratılmışlar
– Yaratıklar
– Herkes
– İnsanlar
Cümle içinde kullanımı: “Tüm alemlerde bulunan enâm yaratıcının eseri, başyapıtıdır.”
Kelime Kökeni: Arapça-tamlama
– Bakıma muhtaç kimselerin devletçe koruma altına alınan malları
– Deli, yetim ve kimsesizlerin mallarının devlet tarından koruma altına alınması
Cümle içinde kullanımı: “Merak etmeyiniz garibanın elinde ne varsa emvâl-i eytâm olacak.”
Kelime Kökeni: Ad
– İlaç
– Deva
– Em
Hastalığı önlemek veya iyileştirmek için kullanılan madde
Cümle içinde kullanımı: “Sen benim yarama ensem olmaz daha çok sebebim olurdun.”
Kelime Kökeni: Arapça-tamlama
– Büyük ve önemli iş
– Büyük emir
– Büyük komut
Cümle içinde kullanımı: “Allah’tan gelen emr-i azîm böyledir, masumların boynu bükülmez.”
Kelime Kökeni: Ad
– Kuvvet
– Can
– Hayat
– Merhem
– Deva
– İlaç
– Acı
– Sıkıntı
– Çare
– Önlem
Cümle içinde kullanımı: “Gözünün feri sönene em, hayatı solana da güneş lazımdır.”