Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Pazartesi
– Haftanın ikinci günü
– Pazardan sonra gelen gün
Cümle içinde kullanımı: Düşenbih günü gelecek olan elçiler aradaki anlaşmayı çözümleyecekler.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Pazartesi
– Haftanın ikinci günü
– Pazardan sonra gelen gün
Cümle içinde kullanımı: Düşenbih günü gelecek olan elçiler aradaki anlaşmayı çözümleyecekler.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Türk müziğinde birleşik bir makamın adı
– Türk müziğinin en eski mürekkep makamı
Cümle içinde kullanımı: “Sanatçının sesinden dinlediğimiz dügâh kulaklarımızın pasını sildi attı.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Tamu
– Cehennem
– Günah işleyenlerin öldükten sonra cezalandırılacakları yer
Cümle içinde kullanımı: “Bilirim elbet bu dünyada olmasa da belanı dûzahta bulacaksın.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Çıplak arazi
– Çorak yer
– Kurumuş ağaç
– Tüysüz
– Kız çocuk
– Kerime
Cümle içinde kullanımı: “Sülalemizdeki dûhların methi öbür şehirlere kadar yayılmıştır.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Baca
– Ocak
– Adliye
– Hak yeri
– Adalet yerİ
Cümle içinde kullanımı: “Dâd-gâh yeri mi burası, vicdan nerde insanlık kalmadı mı?”
Kelime Kökeni: Farsça-tamlama
– İlenç
– Beddua
– Kargış
– İlenme
– İlenmek amacıyla söylenen söz
– İnkisar
Cümle içinde kullanımı: “Dûd-i âh etme, kötü laf döner sahibini bulur.”
Kelime Kökeni: Arapça-sıfat
– Dinen hizmet eden
– Onu koruyan
– Dine destek olan kimse
Cümle içinde kullanımı: “Dîn-penâh olanların sonu cennete yakındır, gönül gözü açıktır.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Gönül arzusu
– Gönül dileği
– Gönül arzusu
– Yüreğin isteği
Cümle içinde kullanımı: “Sizin dil-hâhınız benim için bir emir ve lütuftur.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Sevinç
– Gönlü geniş
– Sevinç veren
– Sevinci olan
– Sevinçli
Cümle içinde kullanımı: “Gönlü dil-ferâh olanın dünya malında gözü olmaz ki.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Gönül gözü açık
– Gönüllü uyanık
– Kalbi uyanık
– Görgülü
– Kalbi temiz olan
Cümle içinde kullanımı: “Bizler dil-âgâh olana saygı ve sevgili insanlarız.”