– Çok sıkıntılı, çaresiz bir durumda olmak; parasızlıktan dolayı güç bir durumda kalmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Çok sıkıştım ya başım dara düştü çok fena yardım et bana lütfen.”
– Çok sıkıntılı, çaresiz bir durumda olmak; parasızlıktan dolayı güç bir durumda kalmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Çok sıkıştım ya başım dara düştü çok fena yardım et bana lütfen.”
– Gücü yetmemek, başarı kazanamamak, engel olamamak, bir işi başarmakta zorluk çekmek.
– Bir kimseyi doğru yolu getirememek, bunun adına gücü yetmemek.
Cümle içinde kullanımı: ” Valla ben senin çocuğunla baş edemiyorum bırakıyorum bu işi yeni bir bakıcı bulursunuz bundan sonra.”
– Çok hızlı bir biçimde izlenmesi imkansız olan, olduğu söylenebilecek ve insanın şaşırmasına sebep olacak bir hızda.
– Birisinde bulunan bir özelliği abartırken kullanılan bir şey.
Cümle içinde kullanımı: ” O kadar güzelsin ki güzelliğin insanın başını döndürüyor.”
– Bir iş adına önayak olmak.
– Halayın başında bulunup halayı yönetmek.
Cümle içinde kullanımı: ” bu firmalar arasında başı çekiyordu sizin firmanız yükselişiniz çok iyi ol aldı.”
– Satılacak şey için müşterinin önerdiği fiyat, kazanç sağlanacak ölçüde olmamak.
Cümle içinde kullanımı:” Valla ben buna bir baş bulamadım biraz daha uygun bir fiyatta mı buluşsak?”
– Sıkıntı veren durumlar için çözüm aramaktan çok yorulup düşünme gücünü yitirecek duruma gelmek.
– Fazla gürültü veya çok konuşanı dinleme zorunda kalmışlığından kaynaklı kafası yorulup rahatsızlanmak.
– Kafası şişmek.
Cümle içinde kullanımı: ” Valla baş beyin kalmadı bende ne kadar çene dövdün öyle sen.”
– Bir kimseye musallat olup ona sıkıntı, dert tasa veren ve bir türlü ondan uzaklaştırılamayan kişi ya da şey.
Cümle içinde kullanımı: ” Sen ne baş belası biri çıktın ya her geldiğin ortamın altından girip üstünden çıkıyorsun.”
Deyim
– Bıçak kemiğe dayanmak
– Elden bir şey gelmemek
– Katlanamayacak raddeye gelmek
Cümle içinde kullanımı: “Bıçak sünüğe ermişken de get başka bir şey deme bana.”
– Birbirlerinin düşüncelerinden yararlanmak üzere bir araya gelip konu hakkında tartışmak.
– İki veya daha çok kimse bir kenara çekilip konuşmak.
– Dayanışmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Baş başa verip şu önümüzde duran bu büyük engeli birlikte çözmeliyiz.”
– Bir konuyu özel konuşmak üzere bir kişiyle yalnız kalmak isteyen kişilerin yanlarında olan kişilerin gidip o iki kişinin bir başlarına bırakmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Arkadaşlar biz derenle baş başa kalsak iki üç dakika geleceğiz hemen yanınıza.”