– Birini ayaklarının altına alarak dövmek.
– Bir yerde yapılacak bir işi, çar çabucak bitirmek üzere oturup ele almak.
– Büyük bir iştahla yemeğin başına oturmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Tüm biriken işlerin başına çöküp halletmek gerekiyor yoksa iş bitmeyecek.”
Bir kimseye, haberi olmadan, kötü duruma sokucu davranışta bulunmak, alt etmek için gizlice plân kurmak.
– Birini felâkete sürüklemek adına ona çaktırmadan plan hazırlamak.
Cümle içinde kullanımı: ” Onun başına ördüğün çorap bir gün ayaklarına dolanmasın senin.”
– Çocuk şımarıklığı sebebiyle her istediğini yapmak, yaptırmak.
– Kendine göre güçsüz olanları ezmek, kötü davranışlarda bulunmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Yine başıma çıkmıştı ne derse o olmaya başlamıştı her şey.”
– Bir şeyi sert, öfkeli ve kızgın bir davranış içinde vermek.
Cümle içinde kullanımı: ” Al başına çal şimdi bunu doya doya kullan.”
– Dilediğini izin almaksızın yapan, istediği gibi davranan.
– Kimseden bir izin istemeksizin kendi bildiğini yapmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Bir kere de söz dinle bu ne başı buyrukluk.”
– İstememiş olmasına rağmen birinin yanına gidip ayrılma bilmemek, ondan isteklerde bulunmak.
– Tebelleş olmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Yine geldi bizimki senin başına biter az sonra.”
– Ölüm ihtimali olan.
– Kötü bir olayın içine dahil olmak.
– Büyük, içinden çıkılması zor güçlüklerle karşılaşmak; kötü duruma düşmek.
Cümle içinde kullanımı: ” Senin başına bir hal gelmiş yine bir doktora görün istersen.”
– Sıkıntı ve üzüntü, tedirginlik verici olduğu sonradan anlaşılan bir işe isteği ile girişmiş olmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Bakıyorum da başına belayı satın almışsın bir kez daha bende tekrardan kendini kurtarmana yardımcı olacağım.”
– Saygıyla, seve seve, memnuniyetle karşılarım.
– Baş üstüne.
Cümle içinde kullanımı: ” Tüm isteklerin benim başımla beraber merak etme.”
– Başında uğultulu bir sersemlik olmak.
– Zihni yorulmak. Kavrayış ve düşünce gücü zayıflamak.
– Aşırı gürültüden rahatsız olmak.
– Kafası şişmek.
Cümle içinde kullanımı: ” Eve doğru giderken başı kazan olmuştu gürültüden.”