Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Borular
– Kamışlar
– İçi boş boğumlu şeyler
Cümle içinde kullanımı: “Tarlaya döşeyeceğimiz enâbîb sayesinde sulama sorunu yaşamayacağız.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Borular
– Kamışlar
– İçi boş boğumlu şeyler
Cümle içinde kullanımı: “Tarlaya döşeyeceğimiz enâbîb sayesinde sulama sorunu yaşamayacağız.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Lakaplar
– Ferman metinlerinde fermanın muhatabı olan şahsın kimliğini ve niteliğini içeren kalıplaşmış söz
– Namlar
– Takma adlar
– Şanlar
– Ünler
Cümle içinde kullanımı: “Yeri göğü inleten elkâbu duyanlar yerlerinde titremeye başlıyorlar.”
Kelime Kökeni: Arapça-zarf
– Cevabı
– Cevap olarak
– Fetvalarda hüküm cümlesinin başlangıç sözü
– Yanıt olarak
– Karşılık olarak
Cümle içinde kullanımı: “Mektubunuza el-cevâb olarak gönderilen bu yazı umarım işinize yarar.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Akıllar
– Lübler
– Kavrama güçleri
– Düşünceler
– Bellekler
Cümle içinde kullanımı: “İnsanın beyninde yer tutan elbâb geleceğin ışık kaynağıdır.”
Kelime Kökeni: Arapça-zarf
– Birliktelik
– Sürmek
– Reddetmek
– Geri çevirmek
– Birlikte olma durumu
Cümle içinde kullanımı: “Yürek kararmışken dokunmak, elp etmek yetmez.”
Kelime Kökeni: Arapça-sıfat
– En büyük yalan
– En büyük günah
– Büyük iftira
– Uydurma
– Büyük vebal
Cümle içinde kullanımı: “Bizim inancımızda ekzeb olan başka bir insanın canına musallat olmaktır.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Kavanozlar
– Çömlekler
– Küpler
– Kadehler
– Sırçalar
– Tencereler
Cümle içinde kullanımı: “Ekvâb acıyla mı dolar yoksa mutluluğun sarhoşluğuyla mı?”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Köpekler
– İtler
– Evcil köpekler
Cümle içinde kullanımı: “Bir parça kemiğe tav olan ekleb gibi paranın peşinde koşardı.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Yalanlar
– Uydurma sözler
– Aslı olmayan kelamlar
– Kıtırlar
Cümle içinde kullanımı: “Bizlerin gözünü boyamak için öne atılan ekâzibe inanmıyoruz artık.”
Kelime Kökeni: Arapça-ad
– Heybetli
– Çok görkemli
– Daha büyük
– Azametli
Cümle içinde kullanımı: “Adamın ehyebine bakan geri kaçacak zaten kapı gibi duruyor.”