Kelime Kökeni: Ad
– Hengâm
– Esna
– Mevsim
– Kad
– Kamet
– Boy
– Su yolu
– Bulaşık çukuru
– Lağım
– Kurun
– Dönem
Cümle içinde kullanımı: “Bu delilik çağı bir son bulacak meşum uykusundan uyanacak göreceksin.”
Kelime Kökeni: Ad
– Hengâm
– Esna
– Mevsim
– Kad
– Kamet
– Boy
– Su yolu
– Bulaşık çukuru
– Lağım
– Kurun
– Dönem
Cümle içinde kullanımı: “Bu delilik çağı bir son bulacak meşum uykusundan uyanacak göreceksin.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Deri, kıl veya keçeden yapılmış yaygıların direklere tutturulmasıyla kurulan barınak
– Otağ
– Oba
– Gölgeiik
– Çerge
– Etekli çadır
– Konak yeri
Cümle içinde kullanımı: “Çadırdan çıkan kadının tuttuğu tencerenin içinde çorba vardı.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Çadırda oturan
– Göçebe hayat süren
– Göçkün yaşayan kimse
Cümle içinde kullanımı: “Eskiden atalarımız uzun bir süre çâder-nişîn olarak yaşamışlardır.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Gök rengi
– Mavi ile yeşil arası renk
– Sema rengi
Cümle içinde kullanımı: “Çâderî bir kumaştan yapılan giysinin içinde o kadar güzel görünüyordu ki.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Kadınların başlarına büründükleri örtü
– Çadır
– Çerge
– Oba
Cümle içinde kullanımı: “Yaylanın ortasına kurulan çâdere girip çıkan insanların hepsinin elinde büyük silahlar vardı”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Ata iyi binen
– İyi binici
– Atı hızlı kullanan kimse
Cümle içinde kullanımı: “Ordunun önemli bir kısmını Çâbük-süvâr oluşturur.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Hızlı giden
– Çabuk yol alan
Cümle içinde kullanımı: “Çâbük-rev yol alan biri önündeki uçurumu görmekte zorlanır.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Hızlı yürüyen
– Ayağına çabuk
– Hızlı adım atan
Cümle içinde kullanımı: “Eceline çâbük-pâ gideni durduramazsın çocuk.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Atını hızlı süren
– Atla hızlı yol alan
Cümle içinde kullanımı: “Çâbük-inân biri olan Adem, sırtındaki yükleri sahiplerine elbet ulaştıracaktır.”
Kelime Kökeni: Farsça-çâbük+Arapça-î
– Hızlılık
– Çeviklik
– Süratli giden at
– Atik kimse
Cümle içinde kullanımı: “Onu tanımlamak için hızlı demek yetmez rüzgarla yarışan âbükî demek daha doğrudur.”