Kelime Kökeni: Farsça-ad
– İğne
– Metal araç
– Şırınga
– Uzun ucu sivri parça
Cümle içinde kullanımı: “Hemşirenin elindeki derzen o kadar büyük görünüyordu ki korkmadan edemedim.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– İğne
– Metal araç
– Şırınga
– Uzun ucu sivri parça
Cümle içinde kullanımı: “Hemşirenin elindeki derzen o kadar büyük görünüyordu ki korkmadan edemedim.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul biçimi dürûz
– Kuru duvarın taşları aralarındaki yarıkları harçla doldurup malanın ucuyla çizikler çekmek işi
– Yiv
– Dikiş
– Delik
– Küçük açıklık
Cümle içinde kullanımı: “Duvarlardaki delikleri derz etmeden inşaatı bitiremeyiz.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Dilenci
– Geçimini dilenerek sağlayan kimse
– Arsızca bir şey isteyen
Cümle içinde kullanımı: “Deryûze-ger gibi bir dilim ekmeğe muhtaç kalmışsın hala yardım etmek istiyorsun.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Dilencilik
– Dilenci olma durumu
– Israrla ve arsızca bir şey isteyen
Cümle içinde kullanımı: ” Sevginin deryûze olanı makbul olsaydı emin ol hatırlanırdın.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Çok içki içen
– Çok alkol içen
Cümle içinde kullanımı: “Cebindeki son kuruşla zıkkımlanan Deryâ-nûş birinden hayır gelmez.”
Kelime Kökeni: Farsça-deryâ+Arapça-misâl
– Deniz gibi
– Denizi andıran
– Denize benzeyen
– Deniz gibi olan
Cümle içinde kullanımı: “Deryâ-misâli mavisinde huzur aradığım, bırak rüzgara eş olalım.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Çok içki içen
– Çok fazla alkol içen
Cümle içinde kullanımı: “Deryâ-keş olup sokak sokak sarhoş gezdiriyor kendini.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Gönlü geniş olan
– Sabırlı
– Her şeyi hoş gören kimse
– Çok sabreden
Cümle içinde kullanımı: “Söyle kimdi deryâ-dil, kimdi katilini bağışlayan?”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Göl
– Küçük deniz
– Yapay su birikintisi
– Toprakla çevirili durgun su örtüsü
Cümle içinde kullanımı: “Deryâce gözlerinde biriken yaşlarda insanlığımdan utandım.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Liman
– Gemi yapılan yer
– Gemi tamir edilen yer
– Gemilerin yolcu indirip bindirdikleri sığınak
Cümle içinde kullanımı: “Bu masalın sonunda deryâ-bend bomboş kalacak, ne gemi gelecek nede yolcu.”