– Bir işi yapmak adına çok sıkıştırmak, sıkıntı vererek zorlamak.
Cümle içinde kullanımı: ” Bir burnuna tuz, bir burnuna biber koyarak beni bir şeylere zorlayamazsın.”
– Bir işi yapmak adına çok sıkıştırmak, sıkıntı vererek zorlamak.
Cümle içinde kullanımı: ” Bir burnuna tuz, bir burnuna biber koyarak beni bir şeylere zorlayamazsın.”
– Eline geçene şükretmez de hep daha daha fazlasını istemek.
Cümle içinde kullanımı: ” Bir buldu iki ister, akça buldu çıkın ister bu ne aç gözlülük böyle.”
– Sürüp giden sıkıntılar yetmiyormuş gibi şimdi bir de bu çıktı başımıza anlamında kullanılır.
Cümle içinde kullanımı: ” Zaten başımda bir dünya dert varken bir de bu eksikti başımıza gelecek.”
– Aradaki uzaklık boyunca gitmek.
Cümle içinde kullanımı: ” O kadar zaman harcamıştık ama bir boy gitmek nasip etmemiştik.”
– Yalan konuşmakta, kötü bir davranışta ağız birliği yapmak.
– Bir sorunda, olayda sözleşmiş gibi ağız birliği etmek.
Cümle içinde kullanımı: ” Sanki birbirinin ağzına tükürmüşler gibi öyle bir ağız birliği yapmışlardı.”
– Bir aralık.
– Kısa bir süre.
– Geçmişte bir zaman.
Cümle içinde kullanımı: ” Bir ara senle bir muhabbet etmiştik.”
– Öyle gösterişli ki herkes edinmek istiyor. Ama alanda da aldıktan sonra bir işe yaramadığını fark ediyor.
Cümle içinde kullanımı: ” Bu malı bir alan pişman, bir de almayan kaçırma bu indirimi gel al.”
– Hepsi seslerini, sözlerini bir tutarak, hep birden.
– Beraberce.
– Hep birden.
Cümle içinde kullanımı: ” Bir ağızdan konuşmaya başlamışlardı bizimkiler öyle çok gürültü olmuştu.”
– Eşyam, güç beğenirliğim yok. Tek başımayım. Basit bir yaşayışa kanaat ederim. Başkalarının beğenmeyişlerinin olduğu mekanda gönül rahatlığı ile kalırım.
Cümle içinde kullanımı: ” Bir abam var atarım, nerde olsa yatarım ben bu hayatta böyleyim.”
– Çok fazla pişmanlık sahibi olmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Onu affettiğime bin pişman olmuştum bu yaptıklarından sonra.”