– Rahat bir şekilde konuşmaları için konuşanları yalnız bırakmak.
Cümle içinde kullanımı: “Biz sizi baş başa bırakalım rahat rahat konuşun ikiniz.”
– Rahat bir şekilde konuşmaları için konuşanları yalnız bırakmak.
Cümle içinde kullanımı: “Biz sizi baş başa bırakalım rahat rahat konuşun ikiniz.”
– Başını bir örtüyle örtmek.
– Buğdayda başak vermek.
– Evlilik öncesi biriyle sözlenmek, nişanlanmak.
– Kendisini herhangi bir yere bağlamak.
– Birine ya da bir şeye çok bağlanmak, intisap etmek.
Cümle içinde kullanımı: ” Sizin ikinizin başını bağlamanın vakti geldi de geçiyor bile.”
– Sürekli kötüleşmek, daha da kötüleşmek, işleri ters gitmek, sürekli zarar etmek.
Cümle içinde kullanımı: ” Bir anda tüm işler baş aşağı gitmeye başlamıştı nasıl toparlayacağımı bende bilmiyorum.”
Baş aşağıya dönük olarak bulunmak.
Cümle içinde kullanımı: “Yavrum durma öyle baş aşağı bak bir şey olacak şimdi.”
– Çok uğraştıran bir konudan kurtulup da vakit ve fırsat bulamamak.
– İçinde bulunmuş olduğu uğraştıran bir durumdan kurtulamamak, yakasından düşmemek.
Cümle içinde kullanımı: ” O kadar yoğunum ki şu işten başımı alamıyorum kurtulamıyorum.”
– Önceden yapmış olduğu bir iyiliği yapmış olduğu kişinin yüzüne vurarak onu kırmak, üzmek, incitmek.
Cümle içinde kullanımı: ” İyi ki bir kere yardım ettin her yerde başıma kakmana gerek yok yani.”
– Çok fazla çene döverek karşısındakine rahatsızlık vermek.
– Yerli yersiz konuşarak, gereksiz sözler söyleyerek, çok konuşarak birisini rahatsız etmek.
Cümle içinde kullanımı: ” Bazen çok fazla konuşuyorum istemeden baş ağrıtacak düzeye gelirse uyar beni .”
– Uğraştırıcı, rahatsızlık veren bir konu.
– Varlığı tedirginlik verici şey, rahatsız edici kimse
Cümle içinde kullanımı: ” Valla şu işi yapmaktan o kadar sıkıldım ki ne baş ağrısı bir durum bu .”
– Herhangi bir yarışmada birinciliği elde etmek adına mücadele etmek, uğraşmak, çabalamak.
– Yağlı güreşte başpehlivanlık için güreşmek.
Cümle içinde kullanımı: ” Bu işin sonunda başarıya ulaşmak için başa güreşmeye de hazırım şuan.”
– Kötü bir durumla karşı karşıya kalmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Bu hayatta başa gelenlerle hayatı yaşamayı öğreniyoruz.”