– Sınırsız güç vermek.
– Sınırı olmayan, bir sınırla ayrılmamış olan, hudutsuz.
– İnsanlara istediği şekilde davranma hakkı tanımak.
Cümle içinde kullanımı: ” Eşine yaptıklarından sonra açık bono vermek zorunda kalmıştı.”
– Sınırsız güç vermek.
– Sınırı olmayan, bir sınırla ayrılmamış olan, hudutsuz.
– İnsanlara istediği şekilde davranma hakkı tanımak.
Cümle içinde kullanımı: ” Eşine yaptıklarından sonra açık bono vermek zorunda kalmıştı.”