Etiket arşivi: Ümit Yaşar Oğuzcan

YIKIK- Ümit Yaşar Oğuzcan 1

YIKIK- Ümit Yaşar Oğuzcan

YIKIK- Ümit Yaşar Oğuzcan 2

Bugün yıkığım biliyor musun?
Ezginim, çaresizim, umutsuzum
Sancılıyım bırakma beni, insanlar kötü
Bırakma beni korkuyorum.

Bir deli otlar büyüyor içimde
Sancılıyım, yorgunum, kederliyim
Bu halini sevdim gitme kal
Çamurlar çirkefler içindeyim

Bir dayak yemiş adamım şimdi
Bezginim, kararsızım, yılgınım
Al götür beni o kayıp gecelere
Yeter ikimize yalnızlığım

Ümit Yaşar Oğuzcan

Aşkın ve İntiharın Şairi Kimdir? 3

Aşkın ve İntiharın Şairi Kimdir?

Sözlerinde ahengin ve aşkın içler acısı ruhunu yansıtan, Ümit Yaşar Oğuzcan Tarsus 1926 doğumludur.

Çaresizliğini ve korkularını şiirlerine yansıtmaktan çekinmeyen Ümit Yaşar’ın kalbe dokunan satırlarını sizlerle paylaşırız.

Ben Seni Hala….

Hasret kalbimden vururken, resmin karşımda duruyor…

Gözümde tüterken yüzün, bütün fotoğraflarda gülümsüyorsun.

Zaten, hep gülümsemez miyiz; bazen gerçek, bazen sahte…

Belki, bir gün birisi özlemle baktığında, mutlu hatırlasın isteriz.

Gelip de geçtiğimizin her zaman bilincindeyizdir de, çok ender fark ederiz.

Ölümle yüzleşene dek, hayat karmaşasında tüketilir günlerimiz.

Kalan oluncaya dek, daha çok üzülürdüm yitenler için…

Yine de ölen için, daha zor olmalı ölmek…

Zaten kolay olsaydı, çoktan bırakmış olurdum hayatın yakasını; her gece kapımı çalmasın diye hasret…

Kulaklarımda çınlamasın diye sesin…

Her gün, tekrar tekrar sevmeyeyim diye seni…

Ve her gece, yanmasın diye içim…

Ardından bakarken yüreğime akan yaşlar, sapsarı bir gül düşürdü toprağıma.

Dikenleri kanatsa da zaman zaman, kokusu her dem taze…

Kaybettiğim her şeyle anlam kazanan hayat; o ilk anda, yine düştü gözümden…

Ve bir gün yine yüceldi; üstelik sen dönmeden.

Kayan her yıldızla buğulanan gözlerim, umudu arıyordu; doğan her güneşte, gülümseyen her yüzde…

Bir gün, aynada çıktı karşıma…

Şaşırmadım görünce.

Böyle öğretmişti hayat; düştükçe kalkmalı, kim ölse yaşamalıydık!

Ben de yaşadım!

Gel gör ki, sen hala:

Ardından ağıtlar yazdığım;

Yokluğuna methiyeler düzdüğümsün.

Bir bahar sabahı kolsuz kanatsız bırakan,

Bir yangın yerinde sarı bir gül unutansın.

Sen,

Rüyalarda bile görüşemediğim;

Her zaman yüreğimdeyken, erişemediğimsin!

Sen hayatı ilk reddeden,

Ölümle ilk yüzleşensin…

Kendimi, hep beklerken bulduğum gelmeyenim;

Asla dönmeyecek olan gidenimsin!

Sen,

Sevinci kalabalık, kederi yalnız;

Yüreği hüzünlü, gözleri yaşsız;

Hep batarken rastladığım güneşimsin.

Eski bir vazoda kurumuş sarı güller,

Sarı bir defterde solmuş şiirlersin…

Sen sadece dünümsün; bugünüm, yarınım değil.

Ama,

Dünde kalmak istemezsin bilirim.

Seni hatırlatıp durur; gittin gideli yüreğim!

Ne yazsam anlatamaz; sana olan özlemimi, sana olan sevgimi…

Bilmem son sözlerim; bana yaptığı gibi, seni de titretir mi?

Gülleri sarı severim; toprağı ıslak…

Türküleri yanık, şiirleri hoyrat!

Havayı nemsiz, çayı demsiz…

Bir seni olduğun gibi,

Bir seni her şeye rağmen,

Bir seni, hala!…