Ancaru Nedir? Kelime Kökeni: Zarf – Öylece, o kadar, tam öyle, öylelikle Cümle içinde kullanımı: ” Ancaru bakar kalırsın işte ben sana demedim mi gelmeden önce muhakkak haber et diye.”
Ancak Nedir? Kelime Kökeni: Edat – Tek, yalnız, sade, mücerret, en sonunda – Sırf, özellikle, hassaten, bilhassa – Tamamı tamamına, daradar, güç hali ile – Lakin, fakat, amma – Yalnızca Cümle içinde kullanımı: “Söylediklerinde haklılık payı yok değil ancak uygulama kısmına geçildiğinde teori her zaman tutmaz.”
Anca Nedir? Kelime Kökeni: Bağlaç-Zarf – Hep, o kadar, öyle, bütün, orada – Bu biçimde, bu kadar, ora, orası, tam böyle, sonunda, böylelikle Cümle içinde kullanımı: ” Anca yarın gidip bakabiliriz arızanın ne kadar büyük olduğuna.”
Anberiyyûn Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Yeni oluşmaya başlaya cenin, dölüt, zigot – Boyu küçük kıymeti ve önemi az adam Cümle içinde kullanımı: “
Anberiyye Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Yayla çiçeği, ölmez çiçeği – Güzel kokulu iksir – Rakı, içki, aslan sütü Cümle içinde kullanımı: ” Gün gelir çareyi anason kokan anberiyye de arayacak olursan boşa eziyet çekme, alkol derde deva bulamaz.”
Anberî Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Anber kokulu – Amber kokulu – Hoş ve güzel kokulu Cümle içinde kullanımı: “Hatırama her gelişinde burnumun direği anberî kokusuyla sızlar durur.”
Anber-bû Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-anber+Farsça-bû – Anber kokulu, güzel kokulu – İri taneli Hindistan ve İrân’da yetişen güzel kokulu pirinç Cümle içinde kullanımı: ” Bizim buralarda yetişmeyen yasemin kokulu Anber-bû pirinci getirttim İran’dan.”
Anber Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Ada balığının bağırsağından çıkarılan ve misk gibi kokan madde – Güzel koku – Amber – Kehribar Cümle içinde kullanımı: ” Sanırsın gerdanına anber sürmüş öyle mi güzel kokar?”
Anbar Emîni Nedir? Kelime Kökeni: Ad – Ambarcı, kilerci – Gümrük vesaire ambarların korunmasına ve idaresine memur olan kişi Cümle içinde kullanımı: ” Anbar Emîni olarak gümrük idaresinde bir süreliğine çalışmış hizmet vermiştim.”
Anbâr-dâr Nedir? Kelime Kökeni: Farsça – Anbar memuru, kilerci, ambarcı Cümle içinde kullanımı: “Anbâr-dâr olan büyük dedem yıllarca sarayda görev yapmış.”