Yazar arşivleri: Semra Şenol

Belâgat-perdâz Nedir? 2

Belâgat-perdâz Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça-belâgat+Farsça-perdâz

– Belâgatli konuşmayı beceren kimse

– Güzel söylemeyi beceren kimse

– Konuşma sanatını  bilen

Cümle içinde kullanımı: “Belâgat-perdâz biriyle ilk defa bu kadar uzun muhabbet ediyorum.”

Belâgat Nedir? 4

Belâgat Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça

– İyi ve güzel konuşma sanatı

– Anlatımın düzgün ve etkileyici olması konusunu inceleyen bilim dalı

– Retorik

– Hitabet sanatı

– Güzel söz söyleme sanatı 

Cümle içinde kullanımı: “Belâgat bilen insanla edilen iki laf hem ruhumu hem ufkumu aydınlatıyor. “

Belâ-dîde Nedir? 6

Belâ-dîde Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça

– Felakete uğramış

– Belaya uğramış, görmüş

– Feleğin çemberinden geçmiş kimse

– Musibet yaşamış

Cümle içinde kullanımı: “Belâ-dîde bir can var karşında ne olur yakma canımı, ahım bende kalsın.”

Belâdet Nedir? 7

Belâdet Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça

– Kalın kafalılık

– Ahmaklık

– Anlayışsızlık

– Sersemlik

– Akılsızlık

– Zekası az gelişmiş

Cümle içinde kullanımı: “Biraz akıl bir sukunet birazda belâdet aradık lakin bulduğumuz tek şey ihmalkar beyinlerdi.”

Belâbil Nedir? 8

Belâbil Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça

– Bülbüller

– Seher kuşları

– Kuruntular, takıntılar, vesveseler

– Evhamlar

Cümle içinde kullanımı: “Belâbil ötüyorsa bil ki yakınlarda bir yerde güller açmış rayihalarını havaya salmışlardır.”

Belâ Nedir? 9

Belâ Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça

– Enduh

– Keder, gam

– Tasa

– Felâket

– Musibet, afet

– Sıkıntı, ağırlık

– Müşkilat

– Ceza

– Sakıncalı durum veya olaylar

Cümle içinde kullanımı: “Şimdi saat yokluğunun bulaştığı belâ dakikalara dönüşürken yalnızlığım sana hediye olsun.”

Bel Nedir? 10

Bel Nedir?

Kelime Kökeni: Ad

– Vücudun ortası

– Göğüsle karın arasındaki bölge

– Karın bölgesinin arkasında kalan

– Sağrı ile omuz arasındaki bölge

– Yüksek dağların arasında alçak ve düz geçit yeri

– Yamaç

– Dağın sırtı

– Somurma, emme

– Toprak kazmaya yarayan bahçıvan aleti, tarım aracı

– Yutma

– Meni, atmık

Cümle içinde kullanımı: “Bel veren acılardan sonra en çok kendimden uzaklaşmaya hakkım olduğunu sanmıştım.”