Kelime Kökeni: Arapça
– Süt satan kimse, sütçü
– Sütü bol veren hayvan
Cümle içinde kullanımı: ” Sabah mahalleye gelen lebbân’dan yoğurt çalmak için bir bakır süt aldım.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Süt satan kimse, sütçü
– Sütü bol veren hayvan
Cümle içinde kullanımı: ” Sabah mahalleye gelen lebbân’dan yoğurt çalmak için bir bakır süt aldım.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Keçe başlık yapan üreten ve satan kimse
Cümle içinde kullanımı:” Hakir tüm ailesinin geçimini lebbâdlık yaparak sağlarken yoksul bir hayat geçirirdi.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Yağmurdan korunmak için üste giyilen giysi, yağmurluk, trençkot
Cümle içinde kullanımı: ” Sağanak yağmurun altında üstümüzdeki lebâd da bir işe yaramıyor bizi sırılsıklam bırakıyordu.”
Kelime Kökeni: Farsça-tamlama
– Şefkat dudağı
– Uç, kenar
Cümle içinde kullanımı: “Yüreğinin leb-i şefkatında bana yer ayır, kıyma sevgime biraz hoşgörü lütfet!”
Kelime Kökeni: Farsça
– Kadeh ağzı, içki bardağının ağzı
Cümle içine kullanımı: ” Dudakları leb-i sâgara değdiğinde yüreğime düşen kor içimi yıkıyordu. “
Kelime Kökeni: Farsça-tamlama
– Nehirlerin geçit yeri
Cümle içinde kullanımı: ” Ziyanı yok gece çöktüğünde leb-i keştî-gâh da buluşup kasabadan ayrılırız . “
Kelime Kökeni: Farsça-tamlama
– Ufuk, çevren, göz erimi
Cümle içinde kullanımı: “Leb-i hadrâ ağarırken kanlı gözlerimin feri sönüyordu annem!”
Kelime Kökeni: Arapça
– Adilik, alçaklık, bayağılık, sıradanlık, denaet, zillet, kötü mizac
Cümle içinde kullanımı: ” Gözü kör olasıca herifin le’âmet huyu yüzünden herkes bize düşman oldu. “
Kelime Kökeni: Arapça-le’âlî+Farsça-feşân
– İnciler savuran, inciler döken, inciler saçan
Cümle içinde kullanımı: “Sevdiğim denizim, mavi bağrından le’âlî-feşân kollarıma. “
Kelime Kökeni: Arapça-ad
– İnciye özgü, incilere ilişkin, lü’lüler
Cümle içinde kullanımı: “Le’âlî tarzında olan bu taşın sedefe benzemesi de bundan ötürüdür. “