Kelime Kökeni: Arapça-levziyyat çoğul biçimi
– Bademe özgü
– Badem biçiminde, badem görünümünde olan
– Bademe benzer inci
Cümle içinde kullanımı: ” En çokta levzî gözlerine vurulmuş, kahvesinde boğulmuştum.”
Kelime Kökeni: Arapça-levziyyat çoğul biçimi
– Bademe özgü
– Badem biçiminde, badem görünümünde olan
– Bademe benzer inci
Cümle içinde kullanımı: ” En çokta levzî gözlerine vurulmuş, kahvesinde boğulmuştum.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Kalbi yanık, meramına kavuşamayan, hasret çeken, özleyen, hasretkeş
Cümle içinde kullanımı: “Köyümüzde aşkı dillere destan olmuş lehfân bir meczup yaşar. “
Kelime Kökeni: Arapça-latîfe+Farsça-perdâz
– Şaka yapmayı bilen kimse, şaka yapmayı seven kimse, şakacı
– Latife yapan, latifeci, nüktedan, şakacı
Latifeperdazan: Şakacılar, latifeciler, nüktedanlar
Cümle içinde kullanımı: “Latîfe-perdâz ve latîfe-perdâzân kelimeleri Arapça latîfe kelimesinden türeyen sözcüklerdir. “
Kelime Köken: Arapça-kadeh+Farsça-keş
– Alkol içen, içki içen, kafayı çeken, sarhoş, esrik, sermest, kafası dumanlı, kafası kıyak
Cümle içinde kullanımı: “Dündar’ın yüzüne bakanlar kadeh-keş biri olup olmadığını iki metre öteden anlar.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Seçime ait, intihaba, intihapla alakalı, seçimle ilgili
– Seçmecilik, eklektizm
Cümle içinde kullanımı: “Farklı düşünceleri seçip alarak kendi bilgileriyle birleştirerek yeni bilgiler edinme yoluna intihâbiyye adı verilir.
Kelime Kökeni: Arapça-hürriyyet+Farsça-perverân
– Hürriyet yanlısı, hürriyet sever, bağısızlık yandaşı
Cümle içinde kullanımı: “Mustafa Kemal Paşa şayet hürriyyet-perverân biri olmasaydı geriye ne Anadolu kalırdı ne Türk!”
Kelime Kökenli: Farsça-sıfat
– Sarmaş dolaş, kucak kucağa, kulamış biçimde, birbirine sarılıp kucaklaşma
Cümle içinde kullanımı: “Unutulur mu, hem-âgûş olduğumuz mutluluk dolu anlar. İnsan kalbi sevdiğini bir çırpıda yok sayar mı?”