Kelime Kökeni: Farsça-bî+Arapça-rahmet
– Affetmesiz
– Acımasız
– Merhametsiz
– Kalpsiz
– Merhametten yoksun
Cümle içinde kullanımı: “Bî-rahmet sözleriyle canımı aldı haberi yok muydu, şimdi tüm bahçelerim diken dolu.”
Kelime Kökeni: Farsça-bî+Arapça-rahmet
– Affetmesiz
– Acımasız
– Merhametsiz
– Kalpsiz
– Merhametten yoksun
Cümle içinde kullanımı: “Bî-rahmet sözleriyle canımı aldı haberi yok muydu, şimdi tüm bahçelerim diken dolu.”
Kelime Kökeni: Farsça-bî+Arapça-rahm
– Acımasız
– Merhametsiz
– İnsafsız
– Acıması olmayan
– Katı yürekli
Cümle içinde kullanımı: “Bî-rahm eller ve dillerden Rabbim tüm evlatlarımızı korusun.”
Kelime Kökeni: Farsça-bîrâh+Arapça-î
– Sürgün
– Yolsuzluk
– Usulsuzluk
– Yolsuz olma durumu
– Yetkiyi kötüye kullanma
– Menfi
Cümle içinde kullanımı: “Devlet erkanında yetkisini bî-râhî kullanan canının derdine düşmelidir.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Çıkmaz sokak
– Sapa yer
– Çıkışı olmayan
– Ucu kapalı yol
– Çıkışı olmayan sokak
Cümle içinde kullanımı: “İktidar gözü bir kez âmâ eylediyse her yol bî-râhe çıkar.”
Kelime Kökeni: Farsça-bî+Arapça-râhat
– Huzursuz
– Rahatsız
– Tedirgin
– Huzuru olmayan
– Mutsuz
– Keyifsiz
Cümle içinde kullanımı: “Bizimde elem ve kederden yüreklerimiz bî-râhat etmedi, izahımız budur.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Yolsuz
– Yolu olmayan
– Uygunsuz
– Münasebetsiz
– Törelere aykırı davranan
– Yaraşmayan
– Uygun olmayan
Cümle içinde kullanımı: “Törelerimize geleneklerimize bî-râh davranışlarda bulunanlar elbette yanımızda olmayacaktır.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Yeğen
– Erkek kardeş çocuğu
– Kardeş oğlu
Cümle içinde kullanımı: “Birâder-zâde Arapça eğitimini tamamlamak için önce Mısır’a sonra Kahire’ye gitti, ilim peşimde koşan alnı ak bir çocuktur.”
Kelime Kökeni: Farsça-birâder+Arapça-î
– Dostça
– Kardeşçe
– Dostane
– Dostlukla
– Kardeş gibi
Cümle içinde kullanımı: “Kırk yıl yan yana, soluk soluğa geçince birâderî bir ömür geçiyorsun.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Kardeşçesine
– Dostça
– Kardeşçe
– İçtenlikle
– Kardeşe yaraşır biçimde
Cümle içinde kullanımı: “Birâderâne tavırlarına kandım meğerse hasetlik zehrini saklarmış avuçlarında.”
Kelime Kökeni: Arapça-çoğul biçimi âbâr
– Kuyu
– Suyu kullanılan çukur
– Derin çukur
Cümle içinde kullanımı: “Kârıma zarar katan bi’r misali yokluğuna mısralar dizsem ne fayda?”