Kelime Kökeni: Farsça
– Soğuktan üşüme, üşümek işi, üşüme
Cümle içinde kullanımı: “Âciş kuşun titrek kanatları avucumun içinde pır pır etmeye başladı.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Soğuktan üşüme, üşümek işi, üşüme
Cümle içinde kullanımı: “Âciş kuşun titrek kanatları avucumun içinde pır pır etmeye başladı.”
Kelime Kökeni: Ad
– Karanlıkça, çok aydınlık olmayan, ışıkları az olan, yeterince ışık almayan, az aydınlatılmış
– Tenbel, gevşek, batî, üşenen
Cümle içinde kullanımı: “Aydınlatması yetersiz loş bir odaya misafir edilirken günün son ışıkları pencereden kaybolup gidiyordu.”
Kelime Kökeni: Yunanca
– Güneyden veya Güneybatıdan esen yerel rüzgar, güney rüzgarı, boz yel, kaba yel
– Güney yönü
– Lodos rüzgarı fırtınası
Cümle içinde kullanımı: “Hava durumuna bakılırsa yarın lodos var gibi, denize açılmayı erteleyelim.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Kâbe’ye örtülen örtü, Kisve-i Şerif
– Kabe-I Muazzama’ya örtülen örtü
Cümle içinde kullanımı: “Kutsal topraklarda yer alan Kâbe’nin libsi Arefe gününde değiştirildi.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Arslan, şîr, yürekli, cesur, esed, gazanfer, haydar, kahraman
– Yokluk, fıkdan, gaybubet, ademiyet
Cümle içinde kullanımı: “Leys adamlar verdiği sözün namusunu üstünde taşır, yerine getirmeden ölmez. “
Kelime Kökeni: Arapça-levsiyyât
– Kirlilik, pislik, murdarlık, necaset, kir
Cümle içinde kullanımı: “ Levs görünümü yüzünden hakir görülen bir çocuktum, yoksulluk ne yazık ki belim büktü. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Hırsızlık, çalma, hırsızlık etme, sirkat, arakçılık
Cümle içinde kullanımı: “Bir çocuk lesûs yapıyorsa ilk evvela ailesine bakacaksın. “
Kelime Kökeni: Arapça
– Hırsızlık yapma, hırsızlık, çalma, sirkat
Cümle içinde kullanımı: “Dayım lesâs yaptığı iddiasıyla dün gece zaptiyeler tarafından tutulmuş bu gün haberi geldi. “
Kelime Kökeni: Arapça-less
– Yılan akrep ve benzeri zehirli zehirli hayvan sokması, zehirlenme
– Sürekli, daim olan, ebedi, kalıcı
Cümle içinde kullanımı: ” Les soktu mu feleğin şaşırır mazallah ölürsün bile.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Titreme, titreyiş, kırpışma, sarsıntı
Cümle içinde kullanımı: “Yaşadığı şok yüzünde lerziş nöbetine tutulup yere yığıldı kaldı. “