Kelime Kökeni: Sıfat
– Etkili, dokunaklı, koygun
– Yaslı, hüzünlü, dertli, kederli
– Acı veren
Cümle içinde kullanımı: “Dün sinemada izlediğim film o kadar acıklı ve kötü sonluydu ki ağlamaktan içim şişti.”
Kelime Kökeni: Sıfat
– Etkili, dokunaklı, koygun
– Yaslı, hüzünlü, dertli, kederli
– Acı veren
Cümle içinde kullanımı: “Dün sinemada izlediğim film o kadar acıklı ve kötü sonluydu ki ağlamaktan içim şişti.”
Kelime Kökeni: Sıfat ve Ad
– Tatlı olmayan, tatlı karşıtı, telh, dilde kalan yakıcı duygu
– Istırap, elem, dert, keder, rahatsızlık
– İncitici, kırıcı
– Şiddetli, keskin, yıkıcı, üzücü, korkunç
– Koyu renk
– Keskin, sert
Cümle içinde kullanımı: ” O zor günlerde ağzımda acı ve nahoş bir tat bıraktığı için hatırlamak bile istemem.”
–
Kelime Kökeni: Arapça
– Orman adamı, ağaç eri
– İri ve güçlü, kuvvetli, mert, yiğit
Cümle içinde kullanımı: “Acarı oğlanların güreş tuttukları bu meydan bileği güçlü olanların yeridir.”
Kelime Kökeni: Arapça-Farsça
– Abideye özgü, abideye benzer, anıt gibi, anıtsal
Cümle içinde kullanımı: “Kazı çalışmalarının sonunda bölge de âbidevî yapılara rastlandı. “
Kelime Kökeni: Farsça-âb+Arapça-î
– Suda yaşayan ve suda oluşan
– Gökyüzü mavisi, açık mavi, mavinin bir ton açığı
– Nilüfer, durgun sularda ve havuzlarda yetişen bir süs bitkisi
Cümle içinde kullanımı: ” Bataklığın bulanık sularında bile âbî, güzellik yetişebilmektedir.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Damağın arkasında dile benzeyen aşağı doğru sarkan uzantı, küçük dil
Cümle içinde kullanımı: “Ödlek herif korkudan lühî yuttu galiba konuşamıyor.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Miskinlik denilen hastalık
– Cüzzam, lepra, bulaşıcı bir deri hastalığı
Cümle içinde kullanımı: “Köydeki lurî hastalığı olan kişileri toplayarak daha uzak bir yerleşim yerin götürdüler.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Sakala özgü, sakala ilişkin, sakala ait, lihye ile alakalı, sakalla ilgili
Cümle içinde kullanımı: ” Lihevî ihtiyacınızı gidermek için hususi berberi konağıma çağırayım.”
Kelime Kökeni: Arapça
– Geceye özgü, geceyle ilgili, gece olan
– Gece gibi karanlık, gece gibi hüzünlü
– Gece kalınan, yatılı
Cümle içinde kullanımı: “Leylî olduğunda bastıran hüzünlerin ardında saklanıyor, bu aşkın acısını kendime saklıyor.”
Kelime Kökeni: Arapça-levziyyat çoğul biçimi
– Bademe özgü
– Badem biçiminde, badem görünümünde olan
– Bademe benzer inci
Cümle içinde kullanımı: ” En çokta levzî gözlerine vurulmuş, kahvesinde boğulmuştum.”